Yanılıyorsak biz tıkanıklığı görmezden gelirken Bağırsakları daha fazla yıpranabilir. | Open Subtitles | وإذا كنا مخطئين فقد تصاب أمعاءه بأذى أكبر بسبب تجاهلنا الإنسداد المعوي |
Bağırsakları kan kaynağının etrafında düğümlenmiş ve kan akışına engel oluyor. | Open Subtitles | أمعاءه إلتوت حول الأوعية الدموية، ماسبب حدوث إنسداد. |
Ayrıca midesi ve Bağırsakları bomboşmuş. | Open Subtitles | و أمعاءه كانتا خاليتين بالكامل |
- Sadece biraz bağırsak şişmesi vardı. | Open Subtitles | لقد كان لديه انتفاخ صغير أمعاءه |
Evet, evet. Şurada perfore olmuş bağırsak segmentini görüyorsun. | Open Subtitles | أرى خرق في أمعاءه. |
Küçük bağırsağı karnından dışarı çıkmış. Sen ne ileal kanalından bahsediyorsun? | Open Subtitles | أمعاءه الدقيقة تتدلى من بطنه عن أي قناة لفائفية تتكلمين؟ |
Ayrıca midesi ve Bağırsakları bomboşmuş. | Open Subtitles | و أمعاءه كانتا خاليتين بالكامل |
Adamın papyonu kayıp! Bağırsakları papyon gibi bağlıydı. | Open Subtitles | رابطةالعنقمفقودة، أمعاءه ، مشكلة على هيئة رابطة عنق... |
Bağırsakları çıkarılmış. | Open Subtitles | أمعاءه قد أُزيلت |
- Bağırsakları zarar görmüş olmalı. | Open Subtitles | لا بدّ أن أمعاءه متضرّرة |
Joseph Bigelow, iki ay kadar önce Bağırsakları düğmüklenmiş olarak bulunmuştu. | Open Subtitles | ( جوزيف بيجالو) ، مُنذ شهر، وجدت أمعاءه مربوطة ببعضها على شكل عُقدة. |
Leonard'ın da laktoz alerjisi var o yüzden Bağırsakları balondan bir hayvan gibi patlamadığı sürece burada bir şey yiyemez. | Open Subtitles | وحساسيّة (لينورد) ضد اللاكتوز تمنعه من أكل أي شيء هنا بلا ان تنفجر أمعاءه |
Bağırsakları kocaman bir bıçakla parçalanmış, Jill. | Open Subtitles | طعنة بطول 12 انش أسفل أمعاءه ، جيل ! |
Affedersiniz, Stuart'ın bağırsak naklini gerçekleştirdiğimi haber vermek istedim. | Open Subtitles | آسف، (ستيورات)، أمعاءه الجديدة اليوم. |
Ölümünden hemen sonra bağırsağı boşalmış olmalı. | Open Subtitles | أمعاءه وجب أن تُفرغ مباشرةً حين الموت |