Vasiyeti, kendisine mirasçı bırakan bir kağıt parçasıydı buna göre, bütün maddi varlığının sahibi olacak varisi sen olacaktın. | Open Subtitles | الوصيه هى قطعه من الورق والتى تسمح للوريث والذى سيكون أنت بجمع كل أملاكه العالميه |
Babanız bunun içinde en değerli varlığının bulunduğunu söylemişti. | Open Subtitles | أخبرنى والدك مره أن محتوى هذا أثمن أملاكه |
Diğer yarıysa o andan itibaren artık devletin malı olur. | Open Subtitles | من حق الطرف المجنى عليه أن يحصل على نصف أملاكه أما النصف الآخر فتؤول ملكيته إلى خزانة الدولة |
Bay Onegin amcanız mülkünü bunu yapın diye bırakmış olamaz değil mi? | Open Subtitles | بالتأكيد سيد أونيجن عمك لم يترك لك أملاكه لتتصرف بها على هواك |
- Mülkünün mirasını kim alıyor? | Open Subtitles | -ومن سيستحوذ على أملاكه ؟ |
Geçen yıIın sonunda kardeşin servetine dokunamasın diye, bir çeşit dolaplar çevirmiş. | Open Subtitles | على الأقل من العام الماضي كان يلعب نوعا ما لعبة تغليف ليبقي أملاكه بعيداً عن متناول أختك. |
Noah Taylor'un vasiyetinde ölümü halinde tüm mal varlığının sizin üzerinize geçirilmesi yazılı. | Open Subtitles | لأجل ماذا؟ نوح تايلور) أراد نقل كل أملاكه لك بشكل فوري عند وفاته) |
Adam mal varlığının yarısını kaybetmekten korkuyor. | Open Subtitles | لقد كان خائفًا من أن تضيع نصف أملاكه |
Babam öldüğünde tüm varlığının sahibi ben oldum. | Open Subtitles | عندما توفي والدي، ورثت أملاكه |
Dünyevi tek malı, yılanı olmamasıydı. | Open Subtitles | أملاكه الدنيوية الوحيدة كانت.. عدم وجود ثعابين |
Parmağıma yüzük geçirdiği anda onun malı olmuştum. | Open Subtitles | عندما وضع خاتماً على إصبعي أصبحتُ من أملاكه الخاصة |
Parayı zamanında ödemezse malını mülkünü elinden alacaklar. | Open Subtitles | إن لم يدفع في الوقت المحدد سيأخذون أملاكه |
Bazılarınızın da bildiği gibi, babam mülkünü elinde tutmak için, genç oğlunu onu zengin edecek bir kadınla evlendirebilecek kadar açgözlü bir adamdı. | Open Subtitles | كماقديعرفبعضكم،كان والدي رجلاً جشعاً ، و الذي كان يريد الحفاظ على أملاكه بتزويج ابنه الأصغر إلى زوجة ستجلب له مهراً غالياً. |
- Mülkünün mirasını kim alıyor? | Open Subtitles | -ومن سيستحوذ على أملاكه ؟ |
Bu açgözlü Jim, kardeşin servetine dokunamasın diye türlü türlü dolaplar çevirmiş. | Open Subtitles | ذلك الخبيث (جيم) كان يلعب نوعًا ما من لعبة التخفّي، ليُبقي أملاكه بعيدًا عن مُتناول أختك. |