ويكيبيديا

    "أملاً" - ترجمة من عربي إلى تركي

    • umut
        
    • ümit
        
    • umuduyla
        
    • umarak
        
    • umudu
        
    • Umarım
        
    • umuyorum
        
    • umdum
        
    • umudun
        
    • umuyorsun
        
    • ümitlendirmek
        
    O yüzden bu resimdeki herkesin ismini öğrenip onlardan biriyle konuşabilmeyi umut edeceğim. Open Subtitles لهذا سأجد اسماء جميع من كانوا بالصورة أملاً أننى سأتمكن من الكلام لأحدهم
    Şehirdeki az gelirlilere yardım etmenin herkes için umut olduğuna kanıt olacağını düşünmüşlerdi. Open Subtitles ظنوا بأن لو كان بإمكانهم مساعدة فقراء المدينة فسوف يمنح ذلك أملاً للجميع
    Fakat bu gibi bulgular umut verici olabilir ve hem erkeklerin hemde kadınların hayatını kurtarma fırsatı sağlayabilir. TED ولكن مثل هذه النتائج هي التي قد تعطي أملاً وقد تعطي فرصة لإنقاذ حياة الرجال والنساء معاً.
    Merhamet etmeliyiz; çünkü unutulmuş topraklarda yaşayan bir milyar insana güvenilir, muteber bir ümit vaad edilmeli. TED التراحم، لأن المليار شخص يعيشون في مجتمعات لم توفر لهم أملاً موثوق به.
    Annelerini görmek umuduyla da geç saate kadar kalabilirler tabi. Open Subtitles ويظلّا مستيقظان لوقت متأخّر أملاً في أنْ يحظيا برؤية والدتهما.
    Sadece birinin o aptal herifi bir araya getireceğini umarak. Open Subtitles إلى محطة المساعدة الأقرب ، أملاً فى ان يجد احد هناك يمكن أن تضع أحشائه معاً
    Bana umut veren şeyse bununla ilgili yapabileceğimiz bir şeyler olması. TED ما يعطيني أملاً الآن هو أنه يمكننا فعل شيء حيال هذا الأمر.
    Yıllar boyunca belki senin için umut vardır diye düşündüm. Open Subtitles بعد كل هذه السنوات أعتقدت أن هناك أملاً فيك
    Sana ne verdiğini çok iyi biliyorum. Ve onun umut olmadığına da kalıbımı basarım. Open Subtitles أعرف ما يمنحكِ إياه وبالتأكيد فهو ليس أملاً على الإطلاق.
    Tek sahip olduğumuz ve değişmeyecek tek şey, daima umut olmuştur. Open Subtitles الشيء الوحيد نحن أبداً كَانَ عِنْدَنا ذلك بَقى نفس أبداً كَانَ أملاً.
    Bize umut vererek bizleri burada bir araya getiren kişi sizsiniz. Open Subtitles لقد أحضرتنا هنا جميعاً بمنحكِ إيّانا أملاً
    "umut denilen şeyi ilk defa..." "...hissediyor olmak oldukça tuhaf bir duygu." Open Subtitles "إنّه شعور غريب أن أختبر ما قد يُسمّى أملاً للمرّة الأولى بحياتي"
    Emin olmadıkça, adama umut verme. Open Subtitles لا تعطي لهذا الرجل أملاً إلا عندما تكون متأكداً لا تعطه أملاً
    umut etmek, ilaç içmek, seks yapmak istiyorlar. Open Subtitles يريدون أملاً يريدون حبوباً، ويريدون ممارسة الجنس
    Eğer yakında evlenirlerse insanlarımız için bir umut doğabilir. Open Subtitles إذا تزوجا قريباً رغم ذلك قد يولد هناك أملاً لشعبنا
    Söylemek zorunda olduğun şeyi söyledin. İnsanlar korkmuş durumda. Sen onlara umut verdin. Open Subtitles لذا قلتَ ما يجب أن تقوله الناس هلعون، لقد منحتَهم أملاً
    Eğer Kuğid'in oku bu kadar karanlık bir kalbe girebiliyorsa halen senin için de ümit var demektir efendi Bruce. Open Subtitles إذا كان سهم الحب استطاع أن يخترق قلباً حالك السواد فيبدو أن هنالك أملاً لك سيد بروس
    Anneme yardımı dokunacak bir kanıt bulabileceğime dair ümit vermiştin. Open Subtitles أعطيتني أملاً بأنه يمكنني بإثبات شيء يمكنه مساعدة أمي
    Uygun hız ve yön için gerekli rüzgârı alma umuduyla yukarı ya da aşağı gidiyordu. TED يطفو صعوداً وهبوطاً، أملاً في لقاء ريح تنتقل بالسرعة والاتجاه المرغوب بهما.
    Onu orada bulmayı umarak her yerde evimizi aradım. Open Subtitles فتّشتُ في كل مكان عن بيتنا، أملاً بأن أجدها.
    Lütfen, olmasa da bile bana biraz kurtulma umudu vermelisin. Open Subtitles على الأقل أعطيني أملاً زائفاً بأنني سأنجو
    Ve Umarım bazı mailleri bulup internetten birini arayabiliriz. Open Subtitles تعلمون ، أملاً في أن نستطيع إرسال بريد إلكتروني للخارج أعني الإتصال بأيّ شخص ، بواسطة الإنترنت
    Ben gitmek isterdim ama alışveriş hastalığı ile ilgili bir seminere katılmam gerekiyor. Bir kaç bilet satmayı umuyorum. Open Subtitles أنا بودي أن أفعل ,و لكن يجب أن أذهب إلى ندوه إلزاميه أملاً ببيع بقية التذاكر
    Daha yaratıcı olmaya çalıştım bir örnekle öğreteyim istedim bunu anlamanı umdum ama bundan daha salakça davranamazdın. Open Subtitles أنا أحاول أن أكون مفيد هنا أحاول أن اعلمك بالأمثلة , أملاً أن تفهمها
    umudun yok, eşin de, kanayan bir tavuğun şansı Tayland'da yoktur. Open Subtitles ليس لديك أملاً يا صديقى و لا فرصه واحدة على أرض تايلاند
    Kafalarına taşla vurup hafıza kaybına uğramalarını mı umuyorsun? Open Subtitles ستضربهم على رأسهم بحجر أملاً أن يصابوا بفقدان الذاكرة؟
    Yaptığın tek şey... bu insanları boş yere ümitlendirmek. Open Subtitles كل ما تفعله هو إعطاء الناس أملاً زائفاً

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد