kütüphaneci olduğunu düşüneceksin. Tek kişilik çorba hazırladığını göreceksin. | Open Subtitles | و ربما تكونى أمينة مكتبة و تسخنى الحساء أكثر من مرة |
kütüphaneci. Çok seksi. Küçük kızıl saçlı bir kız. | Open Subtitles | أمينة مكتبة . إنها ساخنة للغاية ذات شعر أحمر |
Neden bir fotokopi makinesi satıcısı bir kütüphaneci ve bir gazeteci toplu halde intihar etmeye karar vermiş olsun? | Open Subtitles | لم يقوم بائع آلات طباعه و أمينة مكتبة و صحفي اسكوتلندي بالتجمع سويةً و يقرروا أن يطلقوا النار على أنفسهم ؟ |
Bir kütüphane görevlisi ve bir sekreter Hunt'ın bir kitaba baktığını söylüyorlar. | Open Subtitles | أمينة مكتبة و سكرتيرة تقولان أن هنت قد أخذ كتابا |
Ben Sussex'te bir Kütüphaneciye kur yapmıştım. | Open Subtitles | أنا نفسى مرة واعدت أمينة مكتبة فى (سوسكس) |
Ben de bir kütüphanecinin bu konularda kapsamlı bilgili olduğunu sanırdım. | Open Subtitles | وكنت أتخيل أن أمينة مكتبة دوناً عن الآخرين ستتفهم أمراً كهذا. |
Lise kütüphanecisiyim. | Open Subtitles | أنا أمينة مكتبة في مدرسة ثانوي |
kütüphaneci, bitki yetiştirmeyi seviyor şeytanımızın yeni organ bağışçısı. | Open Subtitles | أمينة مكتبة وتعشق البستنة ضحية كائننا الكائن الشيطانيي القادمة |
Bak, ikimiz de imkânsız bir duruma adapte olmaya çalışıyorduk ama sen bir üniversitede hoca değilsin, ve ben kesinlikle bir kütüphaneci değilim. | Open Subtitles | انظر، كنا نحاول التكيف مع وضع مستحيل ولكنك لست أستاذاً جامعياً ولا أنا أمينة مكتبة |
Bir kütüphaneci olmayı seçmek ve McPherson'da çalışmayı seçmek bu çaresizlik duygusunu bırakıp diğer insanlara yardım etme yollarını aramaktı. | TED | أني أختار أن أكون أمينة مكتبة وأختار أن تكون في ماكفرسون كان هذا أنا أترك الشعور بالعجز وإيجاد الطرق لأكون داعمة للآخرين. |
Halbuki, uzakta bir yerde bir kütüphaneci harekete geçirdiğimiz sonuçlar silsilesini bulmuş, kendi örneğinde, işini iyi yapmak için bir ilham kaynağı edinmişti. | TED | وبدلًا من ذلك، على مسافة بعيدة كانت هناك أمينة مكتبة سترى سلسلة من العواقب التي جعلناها تحدث، كمصدر للإلهام لذا هي في هذه الحالة يمكنها إتقان عملها. |
kütüphaneci gibi giyiniyorsun, hiç seksi değil | Open Subtitles | تبدين مثل أمينة مكتبة وليس النوع المثير |
Tarihsel Toplumdan kütüphaneci bir cadı mıydı? | Open Subtitles | أمينة مكتبة تاريخ المجتمعات كانت ساحرة؟ |
Liv, porno filmden fırlama bir kütüphaneci beyni mi yedin? | Open Subtitles | (ليف) هل تناولت دماغ أمينة مكتبة من إحدى الأفلام الفاحشة؟ |
Sana azgın kütüphaneci beyni yedirdim. | Open Subtitles | لقد جذبتك إلي بواسطة دماغ أمينة مكتبة |
- Hayır, bu seni kütüphaneci yapmadı. | Open Subtitles | لا، إنه ليس ما جعلك أمينة مكتبة |
Öncelikle, kütüphane görevlisi gibi giyindim. | Open Subtitles | قبل كل شيء, انا أرتدي ملابس مثل أمينة مكتبة. |
O kütüphane görevlisi. Hepsinin yaptığı bu. | Open Subtitles | إنها أمينة مكتبة ذلك مايفعلونه |
O çocukların okuduğu bir okulda kütüphane görevlisi. | Open Subtitles | إنها أمينة مكتبة في مدرسة داخلية للبنين |
Kütüphaneciye benziyordu. | Open Subtitles | تشبه أمينة مكتبة |
Kısa boylu, yaşlı bir kütüphanecinin nesi korkunç olabilir ki? | Open Subtitles | ما المرعب جدًا في أمينة مكتبة عجوز ضئيلة ؟ |
Lise kütüphanecisiyim. | Open Subtitles | أنا أمينة مكتبة في مدرسة ثانوي |
Adam bir motosiklet çetesindeydi, kadın da bir kütüphaneciydi. | Open Subtitles | الأن, لقد كان عضو في عصابة دراجات و هي كانت أمينة مكتبة. |
Kütüphanecisin ve John Steinback'i seversin Doğu Texas'tansın ve Vanderbilt'te okudun. | Open Subtitles | -أجل . (إنّك أمينة مكتبة وإنّك تحبين (جون شتاينبك إنّك من شرق "تكساس، "ذهبت إلى "فاندربيلت" |