Önce Brian, sonra babası, sonra Annesi ve son olarak Tom. | Open Subtitles | أولاً كان هناك براين، ثمّها الأبّ، أمّها وبعد ذلك أخيراً توم. |
Senin, onun Annesi olmanı dilediğini söyledi ki, bu beni çok memnun etti. | Open Subtitles | قالت أنها تتمنى لو كنتِ أمّها ،مما يجعلنى فى أوْج سعادتى لسماع ذلك |
Sonra, annesinin kaybolduğunu fark etmeden önce evde birisinin olduğunu duymuş. | Open Subtitles | لاحقا، سمعت واحد داخل البيت قبل أن إكتشفت أمّها كانت مفقودة. |
Ona annesinin bıraktığı notu vermis. | Open Subtitles | لقد قامت بإعطائها الملاحظة التي أعطتها إيّاها أمّها |
Çamaşırhanede iyi bir kadın bile boş makine için annesini doğrayacak kıvama gelirdi. | Open Subtitles | في المغاسل حتّى المرأة المهذّبة قد تصفع أمّها مرّتين من أجل مغسلة فارغة |
Ona tanıdığı annesini göstermek için çok çalıştığınız sonucunu çıkarıyorum. | Open Subtitles | أعتقد أنكِ بذلتِ قصارى جهدكِ كيّ تُريها أمّها التي عرفتها، |
Çocukları zaten annesine gönderdi. | Open Subtitles | لقد قامت مُسبقاً بإرسال الأطفال مع أمّها |
Sydney'in annesiyle görüşmemeye ikna etmek için bir yol bulmamda yardım etmeni istiyorum. | Open Subtitles | أريد مساعدتك في الإبتكار a إستراتيجية لإقناع سدني أن لا يتفاعل مع أمّها. |
Annesi babasını aldattı ve evden kovuldu. Bu onun zayıf noktası, eşeleme. | Open Subtitles | أمّها أقامت علاةق، وإنطردت خارجًا، تلك منطقتها الحسّاسة، لذا لا تتطرّقي لها. |
Sonra Annesi öldü ve bu konuyu konuşma fırsatımız olmadı. | Open Subtitles | ثم ماتت أمّها ولم تواتني فرصة لأحادثها بشأن ما جرى |
Yaşlı bayana, bunu ev sahibi imzalayacak, Annesi değil de tamam mı? | Open Subtitles | أخبر السيدة التي تملك المكان أن توّقع هنا وليس أمّها ، حسنٌ ؟ |
Annesi cesedi teşhis etti. Dedektif, ceset bulunduğunda olay yerine gitti. | Open Subtitles | أمّها آي دي 'دي هو و حصل المخبر على النداء متى هي وجدت. |
annesinin ailesi ile ilgili acil bir durum hakkında bilgisi yok. | Open Subtitles | أمّها لا تعرف أيّ شئ حول الطوارئ العائلية. |
Onun ve annesinin de güçlüymüş. | Open Subtitles | كَانَ عِنْدَها هي، أمّها كَانَ عِنْدَها هي، وهكذا. |
annesinin ona ne kadar acı çektirdiğini bilmiyorsunuz. | Open Subtitles | أنت لَيْسَ لَكَ فكرةُ كَمْ أمّها جَعلتْها تَعاني. |
Oh, tam burası, kızıma annesinin öldüğünü ve bunun da benim hatam olabileceği gibi müthiş konuşmaları yaptığım yer. | Open Subtitles | هنا قلت المناجاة المدهشة عندما قلت لابنتي أنّ أمّها توفّت، |
Bunca yıldan sonra annesini göreceği için biraz gergin durumda. | Open Subtitles | إنها قلِقة جدًا بشأن رؤية أمّها بعد كل تلك الأعوام |
Altı ay önce karınız annesini bu kurumdan almıştı. | Open Subtitles | قبل ستّة أشهر زوجتك نقلت أمّها من هذه المؤسسة |
Cüzzamlı karısının her cuma annesini görmek için şehre gittiğini söylemişti. | Open Subtitles | قال المصاب بداء الجذام زوجته تدخل بلدة كلّ يوم جمعة لزيارة أمّها. |
Şeker kızın nerede? annesine gitti. | Open Subtitles | اين ابنتك الصغيرة اللطيفة لقد ذهبت إلى إلى أمّها |
Onu annesine götür, güneye git ve asla dönme. | Open Subtitles | خذها إلى بيت أمّها وتوجه جنوبا ولا تعد ابدا |
Sydney'in annesiyle görüşmemeye ikna etmek için bir yol bulmama yardım etmeni istiyorum. | Open Subtitles | أريد المساعدة أن تقنع سدني أن لا يتفاعل مع أمّها. |
Ben onun annesiyim. | Open Subtitles | أعرف ذلك، لا أستطيع توضيحه أنا أمّها |
Bağışıklık sisteminin yarısı sizden diğer yarısı ise annesinden. | Open Subtitles | حسنٌ، نصف جهازها المناعي آتٍ منكَ ولكن النصف الآخر، آتٍ من أمّها |
Virginia, sen onun annesisin. | Open Subtitles | فرجينيا، أنتِ أمّها. |
Helena tecavüzden kurtuldu çünkü ablası Rozinka annesiymiş gibi davranarak onu korudu. | Open Subtitles | هيلينا" جنبت نفسها فقط أن تـُغتصب" لأن أختها الكبرى "روزينكا" إدّعت أنها كانت أمّها وقامت بحمايتها |