Böyle birşeyin olmasına izin vermeyecek olan benim gibi insanlar var. | Open Subtitles | هناك أناس مثلي ، والذين سيحرصون . على عدم حدوث ذلك |
benim gibi insanlar onun gibi birine sahip olamaz. Her neyse. | Open Subtitles | أناس مثلي لا ينتمون ألي أناس من هذة الطبقة على أي حال. |
Ve Çinliler bu küçük egemen elite bir sürü askeri silah ve gelişmiş teknoloji sağlayarak benim gibi insanların bu ortaklığa karşı ses çıkarmamızı engelliyor. | TED | وزود الصينيين هذه النخبة الحاكمة الصغيرة بكثير من الأسلحة العسكرية وتكنولوجيا متطورة . من أجل ضمان أن أناس مثلي لن يتحدثوا علناً ضد هذه العلاقة |
Çünkü benim gibiler, kitaplarında hep öyle şeyler yazar. | Open Subtitles | ويرجع ذلك أساسا إلى أناس مثلي يصرون على أنها في كتبهم |
İşlerini yaptırmak için benim gibileri ikna ederler. | Open Subtitles | -يتحدثون إلى أناس مثلي و يتركونهم |
Benim gibi insanları avlamak için işe alıyorsunuz. | Open Subtitles | توظفين أناس مثلي لكي ينزلوا الى الأرض و يصيدون |
Yaklaşmakta olan bir yargılanmanız olduğunu biliyorum, benim gibi insanlardan kaçınmanız tembihlenmiştir ama sakıncası yoksa tanışmak isterim. | Open Subtitles | وقد قيل لك أن تتجنب أناس مثلي وكلن كنت أتسائل أن كنت توافق على أن نلتقي. |
Su dakikada benim gibi insanlar, senin gibiler tarafindan öldürülüyor. | Open Subtitles | الآن أناس مثلي يُقتلون بالخارج من قبل أشخاص أمثالك |
Şu an benim gibi insanlar senin gibi insanlar tarafından öldürülüyor tam da eski arkadaşının gelişiyle başladı bunlar. | Open Subtitles | الآن أناس مثلي يقتلهم بالخارج أشخاص مثلك في نفس أوان وصول معرفتك القديمة. |
Şu anda benim gibi insanlar, senin gibiler tarafından öldürülüyor bütün bunlar da eski tanıdığının şehre gelmesiyle başlıyor. | Open Subtitles | حاليًا ثمّة أناس مثلي يُقتلون بالخارج من بعد وصول معرفتك القديمة. |
Sen belli ki sadece kendi küçük balonunda yaşıyorsun. benim gibi insanların katılamadığı. | Open Subtitles | من الواضح أنّك تعيش بقوقعتك الصغيرة والتي لا ينتمي إليها أناس مثلي. |
Beni korkutan şeyler ise imkânsız olan hikâyeler, hikâye ardından hikâyeler, gençlerin, halkımın veya benim gibi insanların okyanusta öldükleri, şu anda okyanusun dibinde yattıkları ve balıklara yem oldukları hikâyeler. | TED | و ما يرعبني هو القصص المستحيلة، قصة، بعد قصة، بعد قصة، بعد قصة، عن شباب، عن شعبي، عن أناس مثلي يموتون هناك في المحيط، في هذه اللحظة، يرقدون في قاع المحيط، مثل طعام للأسماك. |
Alışverişe gidebilirim ya da bir arkadaşımı görmeye ya da benim gibi insanların yaptıkları diğer şeyleri yapabilirim. | Open Subtitles | أو أن أفعل أيّ شيء آخر يفعله أناس مثلي |
Sistem benim gibiler için kurulmamış. | Open Subtitles | المجتمع لا يساعد أناس مثلي |
Evet, benim gibileri yüzünden. | Open Subtitles | أجل بسبب أناس مثلي |
Benim gibi insanları araziye çıkıp avlanalım diye işe alıyorsunuz. | Open Subtitles | توظفين أناس مثلي لكي ينزلوا الى الأرض و يصيدون |
Benim gibi insanlardan uzak durmam öğretilmişti ama yine de benimle buluşur musunuz diye merak etmiyor değilim. | Open Subtitles | أعرف أن هناك محاكمة تنتظرك وقد قيل لك أن تتجنب أناس مثلي ولكن كنت أتسائل أن كنت توافق على أن نلتقي |