Düşünüyordum da artık bu konuşmayı yapmayacağıma kadar verdim. | Open Subtitles | -انتظر . فكّرت في الأمر، وقد قررت... لن أناقش هذا الأمر مُجددًا. |
Seninle bu konuşmayı tekrar yapmayacağım. | Open Subtitles | أنا لن أناقش هذا معك ثانية |
Hayır, ama Bu konuyu seninle tartışacağımı sanıyorsan sen aklını kaçırmış olmalısın. | Open Subtitles | كلا, ولكنكِ كذلك إذا كنتي تعتقدين أنني أناقش هذا معكِ |
- Evet biliyorum, var. Ben bunu tartışmıyorum. - Benim yapmaya çalıştığım... | Open Subtitles | ـ هُناك سوابق ـ أعلم بذلك و أنا لا أناقش هذا |
-Çünkü Bunu tartışmak istemiyorum bölüm çalışanlarının önünde. | Open Subtitles | لأنني لا أتمنى أن أناقش هذا أمام الموظفين |
Bunu tartışmayacağım. O film çocuklar için uygun değil. | Open Subtitles | لن أناقش هذا الموضوع , الأفلام . ليست مناسبة للأطفال |
Şu an seninle bu konuşmayı yapamam. | Open Subtitles | لن أناقش هذا معك الآن (ريتشي) |
Bu konuyu seninle konuşmayacağım. | Open Subtitles | أنا لن أناقش هذا الموضوع معك , حسنا , نحن لسنا مع بعض |
Bu konuyu 4. sınıf öğrencileriyle tartışmaya yetkili değilim. | Open Subtitles | ليس مسموحا لي أن أناقش هذا مع أطفال الصفّ الرابع |
- Aslına bakarsan ben de senin yazar kocanla tam da Bu konuyu tartışıyordum. | Open Subtitles | في واقع الأمر كنت أناقش هذا مع الكاتب الذي تزوجته |
Daha fazla tartışmıyorum. | Open Subtitles | ولن أناقش هذا الأمر أكثر من هذا |
Bunu tartışmıyorum. | Open Subtitles | لن أناقش هذا أيضاً |
neden? bunu tartışmıyorum | Open Subtitles | -أنا لن أناقش هذا |
Bunu tartışmak istemiyorum. | Open Subtitles | لا أريد أن أناقش هذا. |
Bunu tartışmak istemiyorum. | Open Subtitles | لا أريد أن أناقش هذا |
Herkesin önünde seninle seks hayatımı tartışmayacağım. | Open Subtitles | . أنا لن أناقش هذا الموضوع معك و أمام الجميع |
Yüzbaşı Beech ile de tartışmayacağım. | Open Subtitles | ولن أناقش هذا مع النقيب " بيتش " |
İtirazlarını dinledim, Ajan Moss. Bu konuyu seninle tartışmayacağım. | Open Subtitles | لقد وضحت اعتراضك، أيها العميل (موس) ولن أناقش هذا معك |