bencil ve zalim Kraliçe bir gün üvey oğlunun evlenmesiyle tahtını sonsuza dek kaybetmekten korkar dururmuş. | Open Subtitles | أنانية و قاسية لقد عاشت طوال حياتها في خوفٍ من أن يأتي اليوم الذي يتزوج فيه ابن زوجها و تخسر عرشها للأبد |
Bunu yapmandan mutlu oluyordum, çünkü bencil ve şımarık bir kişiyim. | Open Subtitles | و كنت سعيدة بتركك تفعل ذلك لأنني كنت شقية أنانية و مدللة |
Kendini beğenmiş, şımarık, bencil ve düzenbaz. | Open Subtitles | إنها عابثة و مدللة و أنانية و مخادعة |
Aramıza katıldığından beri Bencillik ve yardımsever olmamaktan başka hiçbir şey yapmadın. | Open Subtitles | منذ أن إنضممتي إلينا ، كنتِ أنانية و غير مفيدة ماذا؟ |
Bencillik ve aptallık. | Open Subtitles | إنها أنانية و غباء |
bencil ve kalp kırıcı diyebilirsin. | Open Subtitles | حسناً، يمكنني القول أنانية و مؤذية |
Shepherd bencil ve rekabetçi olduğumu söylüyor. | Open Subtitles | شيبارد) يقول انني أنانية و منافسة) |
Bencillik ve umursamazlığın kitabi tarifi. | Open Subtitles | أنانية و لامبالاة تقليدية |