Evet. Ne gördüğünü biliyor ve Ona inanıyorum. Ve dinle. | Open Subtitles | أجل و لكنه يعرف ما قد رآه و أنا أصدقه و اسمع دخلت إلى تلك الشقة |
Bir buçuk yıl önce David Palmer bana böyle demişti. Ve Ona inanıyorum. | Open Subtitles | و هذا ما أخبرنى به الرئيس بالمر قبل عام و نصف و أنا أصدقه |
Hayır, Ona inanıyorum. Beslenmeden kodlamayı bitiremez. | Open Subtitles | لا ، أنا أصدقه لا يمكنه الانتهاء من التكويد دون غذاء |
Hiçbir şey bilmediğini söylüyor ve bende Ona inanıyorum. Roth... | Open Subtitles | يقول أنة لا يعرف شيئاً و أنا أصدقه |
Ancak inançla dedimki O'na inanıyorum, ve O da benim kalbime girip hayatımı değiştirdi. | TED | ولكني قلت بإيمان، أنا أصدقه ولقد سكن إلى قلبي وغير حياتي |
Ben Tucker'a inanıyorum, ancak Ajan Booth hikâyeyi bir de senin ağzından dinlemek istiyor. | Open Subtitles | أنا أصدقه و لكن العميل بووث قال أنه كان من العدل الاستماع إلى وجهة نظرك |
Ona inanıyorum. Neden bilmiyorum ama inanıyorum. | Open Subtitles | أنا أصدقه لا أعلم لماذا ولكني أصدقه |
Nerede olduklarını bilmediğini söyledi. Ona inanıyorum. - Tony? | Open Subtitles | قال أنه لا يعرف أماكنهم أنا أصدقه |
- O türden gibi görünmüyor. Ona inanıyorum. Ben pek emin değilim. | Open Subtitles | لا يبدو من هذا النوع أنا أصدقه |
Ama o masum olduğunu söylüyor ve ben Ona inanıyorum. | Open Subtitles | -أجل و لكن يقول أنه بريء و أنا أصدقه |
Söylemeliyim ki,Ona inanıyorum. | Open Subtitles | يجب قولها ، أنا أصدقه |
Ona inanıyorum. | Open Subtitles | انظروا، أنا أصدقه. |
Ben Ona inanıyorum. | Open Subtitles | حسنا، أنا أصدقه |
Ben Ona inanıyorum. | Open Subtitles | حسنا، أنا أصدقه |
Aslında Ona inanıyorum. | Open Subtitles | في الواقع أنا أصدقه |
- Ona inanıyorum. | Open Subtitles | أنا أصدقه ""ASH"" |
House yalan söylediğini söylüyor ve Ona inanıyorum. | Open Subtitles | (هاوس) يقول أنك تكذب أنا أصدقه |
Ona inanıyorum. | Open Subtitles | -أتعرفا، أنا أصدقه |