| - Umarım kirayı arttırmaz. Şimdiki haliyle bile Zar zor yetişiyorum. | Open Subtitles | أَعْني، أنا بالكاد يُمْكِنُ أَنْ أَتحمّلَ هذا المكانِ كما هو الان. |
| Eğer işlemleri yaparsak Zar zor içki içebilecek yaşa sahip oluyorum. | Open Subtitles | عندما كنت تفعل الرياضيات، أنا بالكاد من العمر ما يكفي للشرب. |
| - Girmeme izin vermiyor. Zar zor dayanıyorum. Yeteri kadar güçlü değilim. | Open Subtitles | إنها لا تدعني أدخل، أنا بالكاد أصمد ولست قوياً بما يكفي الآن. |
| çok az bahşiş alıyorum burada Yılbaşında bile aynı. | Open Subtitles | أنا بالكاد أحصل على إكرامية هنا حتى فى أعياد رأس السنة |
| Şey, birincisi seni çok az tanıyorum yani hain sayılmam. | Open Subtitles | حسناً أولاً أنا بالكاد أعرفك لذلك أنا حقاً لا أعتبر خائن |
| Oraya gidip pozitif değişiklikler yapmaya başlamak istiyorum ama Zar zor yürüyebiliyorum. | Open Subtitles | أود الخروج إلي هناك للقيام بأشياء إيجابية ولكن أنا بالكاد أستطيع المشي |
| Sesi o kadar kısıldı ki, ne dediğini Zar zor duyuyorum. | Open Subtitles | صوتها منخفض جدا أنا بالكاد أستطيع سماعها |
| "Bir Nathan'la Zar zor baş edebiliyorum. İki tanesiyle ne yapacağım?" | Open Subtitles | أنا بالكاد اتحمل نايثان واحد ماذا سأعمل بإثنان؟ |
| Söylemesi kolay, en yüksek notu alıyorsun, bense Zar zor geçiyorum. | Open Subtitles | سهل عليك أن تقولى هذا وأنت تنالين الدرجة النهائية بينما أنجح أنا بالكاد |
| Dostum, o şeyi Zar zor hayatta tutuyorum. | Open Subtitles | يا صاح، أنا بالكاد أحفاظ على حياة هذا الشيء |
| O evi Zar zor elimde tutuyorum, Turtle. Ekonomik kriz herkesi vurdu. | Open Subtitles | أنا بالكاد أقدر على الاحتفاظ بالمنزل الركود ضربنا جميعاً |
| İlk seferinde bile okulu Zar zor bitirmiştim. | Open Subtitles | أنا بالكاد تخرجت من المدرسة للمرة الأولى |
| Dördüncü sınıftan beri seninle çok az konuşuyorum. | Open Subtitles | .أنا بالكاد أقول لك كلمة واحد منذ الصف الرابع |
| O bunu kendisi yaptı. Onu çok az tanıyorum. | Open Subtitles | لقد فعل ذلك بنفسه أنا بالكاد أعرفه |
| Evden çok az çıkabiliyorum. | Open Subtitles | أنا بالكاد يمكنني مغادرة منزلي |
| Aslında Ben pek bir şey yapmıyorum. | Open Subtitles | حسنا , أعني , أنا بالكاد أفعل أي شئ أنا جاد |
| Seni pek tanımıyorum ama şu an neyle karşı karşıya olduğunla yüzleşmeye hazır olduğunu da sanmıyorum. | Open Subtitles | أنا بالكاد أعرفك، لكني أشتبه في أنك لن تكون قريبا مستعدا لمواجهة الشيء الذي تتعامل معه حاليا. |
| Eski hayatımı güç bela hatırlıyorum. | Open Subtitles | أنا بالكاد أتذكر حياتي القديمه |
| Haklısın, çok üzgünüm ama işi zamanında teslim etmeliyim, böyle bile zor yetiştireceğim. | Open Subtitles | الأمر فحسب,أنا لدي موعد نهائي و أنا بالكاد سأقدر على الالتزام به أصلا |
| Gece yatağa girdiğimde kakao kupamı neredeyse hiç düşünmüyorum. | Open Subtitles | عندما أدخل في مزاجي الليلي، أنا بالكاد أفكر في ذلك الكأس. |
| Onu hayal meyal tanıyorum 16 yaşındayken yaz kampında 2 ay çıkmıştık. | Open Subtitles | أنا بالكاد أعرفه واعدته لمدة شهرين عندما كان عمري 16 في مخيم صيفي |