Fakat endişelenme. Ben ölmeyeceğim. | Open Subtitles | لكنك لا داعي أن تقلقي أنا لن أموت |
- İkincisi de, Ben ölmeyeceğim. | Open Subtitles | ثانيًا، أنا لن أموت. |
Benim için bitti. Ben ölmüyorum. Ben ölmüyorum! | Open Subtitles | بالنسبة لي لقد انتهى الأمر أنا لن أموت أنا لن أموت |
Ben değil. Bu madenlerde ölmeyeceğim. | Open Subtitles | ليس أنا لن أموت في هذا المنجم |
Merak etme. Öleceğim falan yok. | Open Subtitles | لا تقلقي أنا لن أموت |
Asla. Yapmadığım bir şey için ölmeye niyetim yok. | Open Subtitles | مطلقاً , أنا لن أموت بسبب شيء لم أفعله حتي |
Bir melek gördüğünü söyledik. O'nun için ölmeye hiç niyetim yok benim. | Open Subtitles | أنا لن أموت من أجله فقط لأنه رأى ملاك! |
Bu yüzden artık ölemem. Ölmeyeceğini duymanın bu kadar dokunaklı olacağını bilmiyordum. | Open Subtitles | لا يُمكننى أن أموت الآن تلك هى المرة الأولى التى أدرك كم هى مؤثرة كلمات " أنا لن أموت |
Ben ölmeyeceğim. | Open Subtitles | أنا لن أموت |
Ben ölmeyeceğim! | Open Subtitles | أنا لن أموت |
Ben ölmeyeceğim. | Open Subtitles | أنا لن أموت |
Benim için bitti. Ben ölmüyorum. Ben ölmüyorum! | Open Subtitles | بالنسبة لي لقد انتهى الأمر أنا لن أموت أنا لن أموت |
Eğer ölüyor olduğumu falan düşünüyorsan, ölmüyorum. | Open Subtitles | حسنا , أنا لن أموت أذا لم يكن هذا ماتفكر فيه ؟ |
Merak etme. Öleceğim falan yok. | Open Subtitles | لا تقلقي أنا لن أموت |
Öleceğim falan yok. En azından bugün değil. | Open Subtitles | أنا لن أموت ليس اليوم |
Bir müzede, yeşil eşorfmanlı bir adamın yanında ölmeye niyetim yok. | Open Subtitles | أنا لن أموت في مُتحف مع رجل يرتدي زيّ بدلة ركض خضراء |
Boş mideyle ölmeye niyetim yok. | Open Subtitles | أنا لن أموت على معدة فارغة |
Bugün ölmeye hiç niyetim yok. | Open Subtitles | أنا لن أموت اليوم. |
Ölmeyeceğini duymanın bu kadar rahatlatıcı olacağını bilmiyordum. | Open Subtitles | تلك هى المرة الأولى التى أكتشف فيها أن كلمات " أنا لن أموت |