Sizin gibi biri benimle ilgilendiği için çok şanslıyım. Ne kadardır burada çalışıyorsunuz? | Open Subtitles | أنا محظوظة جدّاً أن يعتني بي شخص مثلك، منذ متى وأنت تعمل هنا؟ |
Öğrencilerimle paylaşabileceğim bir performans arşivim olduğu için çok şanslıyım. | TED | أنا محظوظة أن بهذا الأرشيف من العروض الذي أستطيع أن إعرضه على طلابي. |
çok şanslıyım ki bunca seneden sonra aileme kavuştum. | Open Subtitles | أنا محظوظة جداً للعودة إلى عائلتي بعد كل هذه السنوات |
Ben şanslıyım? | Open Subtitles | أنا محظوظة ؟ |
Seni buldugum için çok talihliyim. | Open Subtitles | "أنا محظوظة لعثوري عليك" |
Evet. Evet, haklısın. Kendimi gerçekten çok şanslı hissediyorum. | Open Subtitles | أجل، أنتِ محقة أنا محظوظة بالفعل |
Buraya gelirken hayatta olduğum için ne kadar şanslı olduğumu fark ettim. | Open Subtitles | عندما كنت أقود هنا، أدركت كم أنا محظوظة ليكون على قيد الحياة. |
Evet, evet, çok şanslıyım ama günde 12 saat çalışıyorum, ve sonra eve ne için geliyorum? | Open Subtitles | نعم ، نعم ، أنا محظوظة ولكني أعمل لمدة اثني عشر ساعة وعندما اعود للمنزل كأن لي 33 طفل |
Ve dahası, ben çok şanslıyım çünkü dünya çapında milyonlarca insanla bunu paylaşabiliyorum. | TED | وما هو أكثر من ذلك، أنا محظوظة حقاً، لأنني تمكنت من مشاركة ذلك مع ملايين الناس في جميع أنحاء العالم. |
çok şanslıyım, burası kesin... çünkü bu, sanki onun mesleği gibi. | Open Subtitles | أنا محظوظة جدا من الواضح أنه كما لو كان الأمر مهنة لديه |
Yanımda beni anlayan biri olduğu için çok şanslıyım. | Open Subtitles | أنا محظوظة جداً لأحظى بشخص يعرف ما أمر به |
Senin gibi bir babam olduğu için çok şanslıyım. | Open Subtitles | عار على. أنا محظوظة للغاية أنى حظيت بوالد مثلك. |
şanslıyım ki idamından önce bir parçasını sakladılar. | Open Subtitles | أنا فقط محظوظة أنهم وصلوا اليه قبل الاعدام أنا محظوظة حقا |
Ne şanslıyım ki, hepinizde babanızı görüyorum ben. | Open Subtitles | أنا محظوظة, لأني أرى والدكما كل يوم من خلالكما |
O kadar şanslıyım ki... Tanrı'm. | Open Subtitles | .. أنا محظوظة فحسب لأن يا إلهي |
Asıl Ben şanslıyım. | Open Subtitles | أنا محظوظة |
Seni bulduğum için çok talihliyim. | Open Subtitles | "أنا محظوظة لعثوري عليك" |
- O hâlde çok talihliyim. | Open Subtitles | إذا أنا محظوظة |
Komşu olduğumuz için kendimi çok şanslı hissediyorum. | Open Subtitles | أنا محظوظة جداً لكونك جارتي |
Kendimi gerçekten çok şanslı hissediyorum. | Open Subtitles | أنا محظوظة بالفعل. |
Burada insanı köle gibi çalıştırıyorlar saçlarım beyazlamadığı ve hâlâ ayakta olduğum için şanslı sayılırım. | Open Subtitles | بالطريقة التي يستعبدوننا هنا ، أنا محظوظة أن شعري لم يصبح رمادياً ولم أصب بالكساح |
Ne şanslıyım ama. | Open Subtitles | -كم أنا محظوظة |