Hayır, bilmek istiyorum. Onu hastaneye götürmek için çok mu bekledin? | Open Subtitles | لا أريد أن أعرف هل أنتظرتِ طويلا حتى أخذتيها الى المشفى؟ |
Bu adamlara uyuşturucu teslim ettin ve birkaç gün malı müşterilerine satmalarını bekledin. | Open Subtitles | قمتِ بتسليمهم مخدرات، أنتظرتِ عدة أيام حتى باعوا مخزونهم |
Hayır. Neden Cuma günkü partine davet etmek için bugüne kadar bekledin? | Open Subtitles | كلا، لمَ أنتظرتِ حتّى اليوم لتدعيني لحفلتك يوم الجمعة؟ |
Bak, bunu "doğru" şekilde yaparsan, beklersen, Howard'ın yüzüne söylersen daha ağzından "istifa ediyorum" lafı çıkmadan o da gidip pis kancalarını Mesa Verde'ye geçirir. | Open Subtitles | اسمعي، أفعلي هذا "بشكل صحيح"، إذا أنتظرتِ وأخبرتِ هذا بوجه (هاورد)، سوف يصل إلى (ميسا فيردي) قبل أن تتفوهين كلمة "أنا مستقيلة" من فمكِ. |
- Eğer biraz daha beklersen, sonra-- | Open Subtitles | - ... لو أنتظرتِ قليلاً , لاحقاً سوف |
Bak, bunu "doğru" şekilde yaparsan, beklersen, Howard'ın yüzüne söylersen daha ağzından "istifa ediyorum" lafı çıkmadan o da gidip pis kancalarını Mesa Verde'ye geçirir. | Open Subtitles | اسمعي، أفعلي هذا "بشكل صحيح"، إذا أنتظرتِ وأخبرتِ هذا بوجه (هاورد)، سوف يصل إلى (ميسا فيردي) قبل أن تتفوهين كلمة "أنا مستقيلة" من فمكِ. |
Yeterince bekledin. | Open Subtitles | لقد أنتظرتِ طويلاً بما يكفي. |