"Daha iyi biri olmamı hak ediyorsunuz. Daha iyi biri olacağım." | Open Subtitles | أنتم تستحقون الأفضل مني ، و بإمكاني . تحقيق ذلك ، بل أني سأصير كذلك |
Bir yastıkta kocayın. Bunu hak ediyorsunuz. | Open Subtitles | لتعيشوا مع بعضكما بسعادة للأبد ، أنتم تستحقون ذلك |
Ama gerçekten kendi sosyal hayatınız olmasını hak ediyorsunuz, biliyorsun. | Open Subtitles | لا حقاً أنتم تستحقون حياة اجتماعية خاصة |
Ne olursa olsun bunu hak ediyorsunuz. | Open Subtitles | بغض النظر عما يحدث أنتم تستحقون هذا |
dediler. (Gülüşmeler) Ben de şöyle cevapladım: "Siz yepyeni kitapları hak ediyorsunuz." | TED | (ضحك) وهذا أرد عليه، "أنتم تستحقون كتباً جديدة." |
(Kahkahalar) Tıpkı büyükannem Audrey gibi, iyi tasarımı hak ediyorsunuz. | TED | (ضحك) مثل جدتى "أودرى"، أنتم تستحقون تصميم جيد. |
Evet. Çünkü hak ediyorsunuz. | Open Subtitles | هذا صحيح أنتم تستحقون ذلك |
Hepiniz birbirinizi hak ediyorsunuz. | Open Subtitles | أنتم تستحقون بعضكم |
Başınıza geleni hak ediyorsunuz. | Open Subtitles | أنتم تستحقون ما أصابكم |