- Oraya gidebilecek tek kişi sensin. - Onu kurtaracağım. | Open Subtitles | ــ و أنت الوحيد الذي يمكنه الوصول لها ــ سأحررها |
Ve senin söylediğine göre bunu yapabilecek tek kişi sensin. | Open Subtitles | طبقاً لكلامك, أنت الوحيد الذي يمكنه أن يقتلها |
Onca masum insanı. Onlara yardım edebilecek tek kişi sensin. | Open Subtitles | كل هؤلاء الأبرياء ، أنت الوحيد الذي يمكنه مساعدتهم |
sadece sen bu işe bir son verebilirsin. | Open Subtitles | أنت الوحيد الذي يمكنه أن يضع نهاية لهذا الآن |
Konuşmak istediğimiz kişi o, ama şu anki durumundan dolayı ona ulaşabilmemizi sağlayacak tek kişi sizsiniz. | Open Subtitles | نريد الحديث معه هو ، ولكن نظرا لحالته الحالية.. أنت الوحيد الذي يمكنه عقد هذا اللقاء |
Nate, kaçmadan önce Anson'ı yakalayabilecek tek kişi sensin. | Open Subtitles | سابقاً في العميل المحروق نايت ، أنت الوحيد الذي يمكنه الوصول لأنسون قبل أن يهرب |
Bu konuda yardımcı olabilecek tek kişi sensin. | Open Subtitles | أنت الوحيد الذي يمكنه تطبيق هذا البند |
Eski haline getirebilecek tek kişi sensin. | Open Subtitles | أنت الوحيد الذي يمكنه قلب الأمور |
Beni tanıyabilecek tek kişi sensin. | Open Subtitles | أسمع أنت الوحيد الذي يمكنه التعرف علي |
Bu olayda onu idare edebilecek tek kişi sensin. | Open Subtitles | أنت الوحيد الذي يمكنه تحمل هذا الامر |
Buna cevap verebilecek tek kişi sensin. | Open Subtitles | أنت الوحيد الذي يمكنه الاجابة عن ذلك |
Bunu yapabilecek tek kişi sensin. | Open Subtitles | أنت الوحيد الذي يمكنه القيام بهذا |
Bunu durdurabilecek tek kişi sensin. | Open Subtitles | أنت الوحيد الذي يمكنه إيقاف هذا |
Bana yardım edebilecek tek kişi sensin. | Open Subtitles | أنت الوحيد الذي يمكنه مساعدتي. |
Bizi oraya götürebilecek tek kişi sensin. | Open Subtitles | أنت الوحيد الذي يمكنه العبور بنا لهناك |
Bana yardım edebilecek tek kişi sensin. | Open Subtitles | أنت الوحيد الذي يمكنه مساعدتي |
Öldürebilen tek kişi sensin John. | Open Subtitles | أنت الوحيد الذي يمكنه القتل يا (جون) |
Nasıl orada çalışan herhangi biri değil de sadece sen kardeşimi görebiliyorsun? | Open Subtitles | كيف ذلك؟ من بين كل الذين يعملوا هناك أنت الوحيد الذي يمكنه رؤية أختي؟ |
Bu konuda sadece sen bir şeyler yapabilirsin. | Open Subtitles | و أنت الوحيد الذي يمكنه التصرف حيال هذا |
Güvenebileceğim tek kişi sizsiniz. | Open Subtitles | أنت الوحيد الذي يمكنه الثقة به |
Sara'yı arıyorum, ve şu an bana yardım edebilecek tek kişi sizsiniz. | Open Subtitles | أبحث عن (سارة) وحالياً أنت الوحيد الذي يمكنه مساعدتي |