TR: Peki, şu anda kliniklerde denemesini yapıyorsunuz | TED | توم: إذًا الآن، أنت تقوم بتجارب إكلينية في العيادات. |
Doğal olmayan bir seçim yapıyorsunuz. | TED | و أنت تقوم بفعل هذا عن طريق الاصطفاء غير الطبيعي |
Gerçek şu ki, kendi şansını sabote ediyorsun,ve bunun farkındasın. | Open Subtitles | في الحقيقة أنت تقوم بتخريب فرصك . و أنت تعرف ذلك |
Sana güveniyordum ama sen bana ihanet ediyorsun, öyle mi? | Open Subtitles | ...لقد وثقت بك حتى النهاية و أنت تقوم بخيانتي هكذا؟ |
Çok iyi iş çıkarıyorsun. Keyif almaya bak. | Open Subtitles | أنت تقوم بعمل رائع أسمح لنفسك بالتمتع بهذا |
Çok iyi bir iş çıkarıyorsun Lindsey. Büyük ortakların bunu fark etmediğini düşünme sakın. | Open Subtitles | أنت تقوم بعمل ممتاز لا تفكر فى أن الشركاء لم يلاحظو هذا |
Sen işini ve en iyisini yaptın. Bunu ardında bırakmalısın. | Open Subtitles | أنت تقوم بعملك ، وأنت تقوم بأقصى جهدك ولكن عليك المضي قدماً |
Bunların hepsini bir kız için mi yapıyorsun? | Open Subtitles | أنت تقوم بفعل كل هذا من أجل فتاة؟ |
Hayır, bunu tek başına sen yapıyorsun. | Open Subtitles | لا، أنت تقوم بهذا كله بنفسك خرز القلق |
buraya korumak için gönderildiğin anne veya anne figürü berbat bir iş çıkartıyorsun o zaman. | Open Subtitles | هذه الأم كانت تزعم بأنك تريد إنقاذها حسناً، أنت تقوم بعمل فظيع حيال ذلك |
Maçın reklamını yaparak önemli bir iş yapıyorsunuz. Teşekkürler. | Open Subtitles | أنت تقوم بعمل عظيم في الترويج للمباراة أقدر ذلك فعلاً |
Maçın reklamını yaparak önemli bir iş yapıyorsunuz. Teşekkürler. | Open Subtitles | أنت تقوم بعمل عظيم في الترويج للمباراة أقدر ذلك فعلاً |
Böbreğinizi bir yabancıya vererek çok büyük bir iyilik yapıyorsunuz. | Open Subtitles | أنت تقوم بعملٍ خيّر بتبرّعك بكليتك لشخصٍ غريب |
Kendi seçimlerinizi kendiniz yapıyorsunuz çocuklar. | Open Subtitles | أتعلم ,أنت تقوم بالخيارات الخاصه بك , يا رفاق. |
yarın ki hava tahmini 28 derece ve saat 9 da güneşli bazen bir şey anlam ifade etmiyorsun bazen çok anlam ifade ediyorsun. | Open Subtitles | درجة الحرارة في النشرة الجوية غداً 82 و مشمس في التاسعة صباحاً أحياناً أنت تكون غير مفهمو أحياناً أنت تقوم بالكثير |
Kuzuyu zahter ve limon kabuğu rendesiyle marine ediyorsun değil mi? | Open Subtitles | أنت تقوم بنقع اللحم مع الزعتر وقشر الليمون صحيح ؟ |
Sana verilenlerle elinden gelenenin en iyisini çıkarıyorsun. | Open Subtitles | أنت تقوم بأفضل ما يمكنك بالطرق التي لديك |
Üç gündür sorun çıkarıyorsun zaten bize. | Open Subtitles | أنت تقوم بهذا منذ ثلاثة أيّام. |
Neredeyse iyi bir şey yaptın diye şimdi kahramanım mı oldun? | Open Subtitles | أنت تقوم بشيء أقرب منه والأن أصبحت بطلي؟ |
Yani... Yeni bir kilise mi yapıyorsun? | Open Subtitles | ... إذن , أنت . أنت تقوم ببناء كنيسة جديده |
Bütün işi sen yapıyorsun ama başarıyla övünen o oluyor. | Open Subtitles | أنت تقوم بكل شيء وهو ينال كل المجد |
- Teşekkürler, şuurumu temizleme konusunda iyi iş çıkartıyorsun. | Open Subtitles | -شكراً .. أنت تقوم بعمل جيد في تنويري |