"أنت قلت" - ترجمة من عربي إلى تركي

• söylemiştin
• söyledin
• demiştin
• dedin
• söylediniz
• söylüyorsun
• söylemiştiniz
• dediniz
• diyen sendin
• söyleyen sendin
• söylüyorsunuz

beraber yalnız olduğumuz en son zaman, beklemeye değer bazı şeyler olduğunu söylemiştin.
آخر مره كنا فيها وحدنا سويا أنت قلت أشياءا كانت تستحق الأنتظار لأجلها

Şirketin zamanını hiç çalmadığını söylemiştin, ben de emin olmak istiyorum.
أنت قلت أنك لا تضيع وقت الشركة بتاتا ,أنا أتأكدّ فقط

Bir ruh olarak beni görmeye geldiğinde güneş gibi parladığımı söyledin.
، عندما جئت لتراني كشبح أنت قلت أنني ألمع مثل الشمس

Akşam yemeğinde yarın öğlen yemeğine çıkar ve babana doğumgünü hediyesi alırız demiştin.
العشاء أنت قلت أننا سنخرج للغذاء غدا و سنشتري هدية عيد ميلاد والدك

Ve sen bir kızak takımında 11 kişi vardır dedin.
و أنت قلت أن هناك 11 لاعب في فريق التزلج

Tamam, bu heykellerden dört tane olduğunu söylemiştin toprak, rüzgar, ve ateş?
حسناً, أنت قلت إنه هناك أربعة منحوتات. الأرض و الرياح و النار؟

Tatil paramızı ikiye katlamaya çalışmak için aptal bir komplo yapmayacağını söylemiştin.
أنت قلت أنك لن تقوم بمحاولة مضاعفة رخوياتنا من خلال مخطط طائش.

O kadının İngiltere'den geldiği mi söylemiştin?
أنت قلت أنّ هذه الفتاة أتَـت من إنجلترا؟

Onları getirirsek Krallık'tan ne istersek alabileceğimizi söylemiştin.
،إذا أحضَرت هذه، أنت قلت أننا يُمكننا أن نأخذ أيّ شيء في المملكة

- Ne? Olmaz, ona yemek vermem. Sadece yemek yiyince büyüdüğünü söylemiştin.
كلا لن اقوم بإطعامها أنت قلت بأنه ينمو عند الأكل

Musa'ya samansız tuğla yapmasını söylemiştin.
أنت قلت ل موسى أن يصنعوا قوالب الطوب بدون القش

İki insana da ilgi duymanın mümkün olduğunu kendin söyledin.
أنت قلت بنفسك أنه من الممكن أن يكون مشاعر لشخصين.

Bu senin hatan. Saçlarımı kestiğimde daha genç görüneceğimi sen söyledin.
كل هذا بسببك أنت قلت أنني أبدو أصغر لو قصصت شعري

Kendin söyledin Scully. Otopside, o adamların birbirini öldürdüğü anlaşıldı.
أنت قلت أن التشريح أثبت أن الرجال قتلوا بعضهم البعض

Dinle, ortalıkta ne varsa toparla, olay soygun gibi görünsün demiştin bana.
لا, أنت قلت خذ أي شي ملقاء على الارض وجـعـلـهـا تـبدوا كالسـرقـه

Geçen gün bana bir şey dedin. Onu netliğe kavuşturmam lazım.
أنت قلت شيئاً ما منذ بضعة أيام شيئاً ينبغي عليه استيضاحه

Hayatım, sen de dedin bu adam yuvarlanan taş gibi.
حبيبتي، هذا الرجل حجر دوار. أنت قلت ذلك بنفسك.

Ama... bu hastanenin geleceği olduğumuzu ve öğrenmemiz gerektiğini siz söylediniz.
لكن.. أنت قلت بأننا نحن مستقبل المستشفى, وأننا بحاجة للتعلم

Söze'nin bizi, birini öldürmeye gönderdiğini mi söylüyorsun?
أنت قلت أن سوز أرسلنا لقتل شخص ما , أليس كذلك ؟

Benim için düşünme zamanının bittiğini artık harekete geçmem gerektiğini söylemiştiniz.
أنت قلت أن وقت التفكير قد أنتهى بالنسبة لي الان بدا وقت الفعل

- dediniz ki bu odadaki biri... cinayet hakkında sÖylediğinden fazlasını biliyor.
أنت قلت بأنَ شخصاً ما في هذه الغرفة يعرف أكثر مما يقوله عن جريمة القتل

Zamanını boş yere harcamak yerine ikinci bir plan istiyorum diyen sendin.
أنت قلت أنك تريد خطة بديلة بدلاً من إضاعة بقية حياتك

Hiç çatışmaya girmeden bu savaş hakkında karar veremeyeceğimi söyleyen sendin.
أنت قلت أنني لا أستطيع الحكم على الحرب وأنا لم أقاتل في معركة بعد

Thorn' u tanıdığımı söylüyorsunuz, beden olarak, ruh olarak değil.
أنت قلت أننى أعرف ثورن.. الرجل فقط و ليست روحه