Biliyorsun, sen burada kral gibisin, evlat. | Open Subtitles | تَعْرفُ، أنت مثل العائلة المالكةِ هنا، يا فتى. |
Büyümezsen hayır. Çocuk gibisin, sanki Pazar gecesiymiş gibi buraya geliyorsun. | Open Subtitles | ليس إن لم تنضج، أنت مثل الطفل تأتى إلىّ كما لو أنها ليلة الأحد |
Sen de Disneyland'e gezintiye gidenler gibisin. | Open Subtitles | أنت مثل واحدة من تلك ركوب الخيل في ديزني لاند. |
Kimlere benziyorsun biliyor musun? | Open Subtitles | أنت تعلم ماذا تكون ؟ أنت مثل زوجة الرجل الغني |
Winnie, sen Tam bir şeker bulamacı gibisin Ve sen de aptal gibi. | Open Subtitles | ويني، أنت مثل قطعة الحلوى. وأنت مثل الباروكة. |
Annemiz ve Francis gibisin. Bitirmeme hiç izin vermiyorsun. | Open Subtitles | أنت مثل أمي وفرانسيز لا تدعني أنتهي من ذلك |
Bir adamla otel odasında içip, TV seyredeceklerini sanan kadınlar gibisin. | Open Subtitles | أنت مثل هؤلاء الفتيات بعد الرجل في فندق الاعتقاد |
Sen tüm karakterlere tepeden bakan ve her şeyi gören bir Tanrı gibisin. | Open Subtitles | أنت مثل الملك الذي يؤثر في جميع الشخصيات ويتحكم في كل شيء |
Kurtulacağını sanarak oltanın ucunda sallanıp duran solucan gibisin. | Open Subtitles | أنت مثل الدودة تهتز وتحاول الهرب من الصنارة |
Şaka mı bu? Seninle bir yere gelmem. Yürüyen bir hedef gibisin. | Open Subtitles | أنا لن أذهب معك إلى أي مكان أنت مثل الثور الهائج |
Çocuklar gibisin.Sadece eğlenceli olan şeyleri yapmak istiyorlar. | Open Subtitles | أنت مثل الأطفال إنهم يرغبون في فعل الأشياء المرحة فقط |
Darly, şu trajik Rock yıldızları gibisin. | Open Subtitles | داريل، أنت مثل أحد أولئك نجوم الروك المأساويين. |
Ruth Gordon gibisin, ağaç köküyle öylece duruyorsun... | Open Subtitles | أنت مثل روث جوردن فقط يقف هناك مع مضرب التنس |
Eli silahlı stüdyo yöneticileri gibisin. | Open Subtitles | أنت مثل مدراء الإستوديو التنفيذيين بالأسلحة. |
- Sen sakinleştirici hapa binmiş noel baba gibisin. | Open Subtitles | لا، أنا شخص إيجابي. أنت مثل بابا نويل على بروزاك. |
Bozuk plak gibisin. Sürekli aynı şeyi tekrarlayıp duruyorsun. | Open Subtitles | أنت مثل الأسطوتنة المكسورة أنت فقط تَستمرُّ بدون توقّف. |
Tıpkı annen ve onun aptal DAC işleri gibisin. | Open Subtitles | أنت مثل أمك تماماً ومثل إملاءاتها الجمهورية |
Omzuma vuran ilkokuldaki kıza benziyorsun,sana vurur çünkü senden gerçekten hoşlanır. | Open Subtitles | أنت مثل الفتاة في المدرسة الابتدائية التي تضربك في يدك لانها معجبة بك |
Şu anda hiç olmadığı kadar babana benziyorsun. | Open Subtitles | تعلم، الآن أنت مثل والدك كما لم يسبق لك وأن كنت |
Evet, Tam bir pofuduk keksin. | Open Subtitles | نعم، أنت مثل قليلا الكعك رقيق . أنت لطيف جدا. |
Sen aptalın tekisin. Bu adadan asla kurtulamayacağız. Sayende. | Open Subtitles | أنت مثل طائر الدودو السخيف نحن هنا على هذه الجزيره |
Yankı gibisiniz. Sürekli aynı şeyleri tekrarlayıp duruyorsunuz. | Open Subtitles | أنت مثل صدى؛ تعيدين نفس الشيء مرارا وتكرارا |
Sen sanki... | Open Subtitles | أنت مثل فيلم .. |
O sadece sana engel oluyor. Hapishanedeki bir seri katilden farkın yok. | Open Subtitles | هذا مجرد شئ يعوقك أنت مثل السفاح في السجن |