İtiraf etmeliyim ki, Sen ve babam beni çok iyi kandırdınız. | Open Subtitles | ،عليّ الإعتراف أنت وأبي تلاعبتما بي بذكاء |
Sen ve babam, bana daima önceliği insanlara vermem gerektiğini öğrettiniz. | Open Subtitles | أنت وأبي علمتماني دائما أن أسبق الناس الآخرين أولا |
Sen ve babam sadece arkadaş değildiniz, değil mi? | Open Subtitles | أنت وأبي لم تكونوا مجرد أصدقاء, أليس كذلك؟ |
Ve sonra, Babam ve sen birlikte yine kelebek kovalayacaksınız. | Open Subtitles | وبعدها أنت وأبي ستلحقون الفراشات كما في السابق |
E tabii ki, babamla senin de orada olmanı istiyoruz. | Open Subtitles | وبالطبع إنّنا نرغب أنْ تحضراه أنت وأبي. |
Babamla sen niçin hırsız kovmalamaya yeni pijamalarınızı giyip geldiniz? | Open Subtitles | لماذا أنت وأبي الحصول على منامة جديدة، عندما جاء اللصوص؟ |
Sen ve babam defalarca deneyip başarısız oldunuz. | Open Subtitles | أنت وأبي لقد حاولتما كثيراً, لكن لم تفلحا |
Pekâlâ, söylentiye göre Sen ve babam önceden çok iyi arkadaşmışsınız. | Open Subtitles | إذاً, كلمة على الطريق أنت وأبي كنتما أعز صديقين |
Sırf sahip olabilesin diye, ama Sen ve babam bana karşı büyük bir günah işlediniz ve hayatta hiçbir şey kazanamamamın suçlusu sizlersiniz." | Open Subtitles | ..كانت وظيفتي التي أردتها لي ..أنت وأبي جنيتما عليّ والذنب ذنبكما أنني لم أصنع.. |
Hayatıma dair kararları ben vereceğim! Sen ve babam değil! | Open Subtitles | أنا سأخذ قراراتي الخاصه وليس أنت وأبي |
Sen ve babam uydurma bir sapkınlık suçlamasıyla 13 şövalyeyi sırf onlara ödeme yapamadığınız için mi idam ettiniz? | Open Subtitles | أنت وأبي أعدمتم 13 فارساً وبتهمة هرطقة ملفقة ببساطة لأنكم لم تستطيعوا أن تدفعوا لهم . |
"Sen ve babam başınızı dik tutmalısınız." | TED | يجب أن ترفعي أنت وأبي رأسيكما فخراً." |
Sen ve babam iyi misiniz? | Open Subtitles | هل أنت وأبي بخير ؟ |
Sen ve babam, Siz gerçekten Yahudi değilsiniz. | Open Subtitles | أنت وأبي لستما يهود حقا |
Bu Sen ve babam değilsiniz. | Open Subtitles | هذا ليس أنت وأبي |
Yani Sen ve babam, tıpkı okuldaki Billy ve ben gibi sadece arkadaş olmak istiyorsunuz. | Open Subtitles | إذن أنت وأبي تريدان ان تكونا صديقين فحسب مثلي أنا و (بيلي) في المدرسة |
Ama Babam ve sen Chuck'ın partisine gitmemize çoktan izin vermiştiniz. | Open Subtitles | لكن أنت وأبي أعطيتمانا الأذن من قبل - لنذهب لحفلة تشاك الليلة |
Babam ve sen yıllardır bana yalan söylüyorsunuz. | Open Subtitles | تكذبني علي أنت وأبي لسنوات |
babamla senin beni yetiştirdiği şey için. | Open Subtitles | لهذا ربيتماني أنت وأبي |
Geziyi niye iptal ettiğimizi babamla senin nerede olduğunu bilmiyordum, Bay Beeman sorunca da New York'taki müşterilerle ilgili bir hikâye uydurmam gerekti... | Open Subtitles | في كل مرة يخرج فيها مع السيد (بيمان). أعني, لا أفهم لماذا ألغينا الرحلة وأين ذهبتما أنت وأبي. |
- Yani Babamla sen şey değilsiniz... | Open Subtitles | إذا أنت وأبي لستما... |