Düşük bir ağırlık merkezin var gibi. Özür dilerim. Sullivan. | Open Subtitles | يبدو كأنه لديك أنخفاض في منطقة الجاذبية عذرا , سوليفان |
Kan şekeri Düşük. Babasının mezar taşı açma töreninden geliyoruz. | Open Subtitles | لديه أنخفاض بالسكر وأتينا من ذكرى أحياء والده |
Düşük pil seviyesi | Open Subtitles | أنخفاض مستوى البطارية |
En çekici olduğunda, 24'ünde hafif, seviyeli bir düşüş yaparıyordun. | Open Subtitles | كنتَ أكثر أثارةً عندما كنتِ في 24 من عمرك مع أنخفاض ضئيل جداً |
İlk hamileliğinde çekiciliğin dik bir düşüş gerçekleştirdi. | Open Subtitles | و أنخفاض كبير جداً عندما أصبحتِ حاملة في المرة الأولى |
Sanırım vücut sıcaklığım düşüyor. | Open Subtitles | أعتقد بأن مُصاب بمرض أنخفاض حرارة الجسد |
Aktif ediliyor. 180. Oksijen düşüyor. | Open Subtitles | تم التفعيل, 180 أنخفاض معدل الأكسجين |
Bu bebekler seks gücünü arttırır ama aynı zamanda uyuşukluğa konuşma bozukluğuna, Düşük kalp ritmine ve kusmaya neden olur. | Open Subtitles | أعني، هذه الحبوب يمكنها مضاعفة الشهوة الجنسية، لكن أيضا يمكنها التسبب أيضاً في النعاس، و الكلام المتداخل، أنخفاض معدل ضربات القلب، و القيء... |
Düşük kan şekeri. | Open Subtitles | إنه أنخفاض بسكر الدم |
Kabin basıncında düşüş yaşadık. Endişelenecek bir şey yok. | Open Subtitles | أننا واجهنا أنخفاض في ضغط قمرة القيادة، لذا لا داعي للقلق. |
Dolardaki serbest düşüş ve Manhattan bankalarındaki likit azalımını da göz önünde bulundurursak, insanlar daha çok mallarını güvence altına almaya çalışıyor. | Open Subtitles | وأقتبس" "مع أنخفاض سعر الدولار "وأفلاس بنوك منهاتن" "الناس أخذت تتوجه للسلع" |
Üretim düşüyor. | Open Subtitles | الإنتاج في أنخفاض |
Nabız düşüyor. | Open Subtitles | ضغط الدم في أنخفاض. |
Trombosit sayısı düşüyor. | Open Subtitles | تعداد الصفيحات في أنخفاض |