Biliyor musun? Yalan söyledim. unutmadım. | Open Subtitles | أتعلمين, لم يكن ذلك صحيحاً, لم أنسَ لقد حاولتُ, صدّقيني, لقد حاولت. |
Evet. Ödevimi unutmadım. Öğretmenim bana aferin dedi! | Open Subtitles | لم أنسَ واجبى، معلمتى قالت أنِ قمت بعمل جيد |
Fakat makamımda geçirdiğim süre boyunca beni oraya kimin getirdiğini asla unutmadım. | Open Subtitles | وعلى الرغم من ذلك، فكل وقتي في المنصب لم أنسَ أبداً من وضعني هنا |
Bir kadın acıya karşı koymaya son verdiğinde ve açıldığında meydana gelen şeyin sihrini asla unutmayacağım. | TED | لن أنسَ مطلقًا السحر الذي يحدث عندما تتوقف النساء عن مقاومة الألم والإنفتاح. |
kaçabildiğin kadar hızlı kaç nerede olduğunu unut lütfen masanda beni istemiyorsun öyleyse kapıyı çalarsam içeri alma. | Open Subtitles | أجرِ بالسرعة التي تستطيع أرجوك أنسَ أين كنت أنت لا تريدني على طاولتك |
Hiç unutmam. O zamanlar beş yaşındaydım. | Open Subtitles | لم أنسَ أبدا كيف كان عندما كنت بالخامسة من عمري |
Bekârlığa veda partine kızları çağırmayı unutmadım. | Open Subtitles | أنا لم أنسَ أن أدعو الفتيات لحفل وداع عزوبيتك |
Evden olabildiğince uzaktaydım ama geldiğim yeri asla unutmadım. | Open Subtitles | ابتعدت عن بيتي كما تذكر، لكنّي لم أنسَ منشأى. |
Hayır, onu unutmadım, Bayan Lemon. Şu anda zanlı değil gibi görünüyor. | Open Subtitles | لا، لم أنسَ هذا يا آنسة (ليمون) يبدو أنها أفلتت من الصنارة |
Unutmuşsun. Hiçbirşey unutmadım. | Open Subtitles | لم أنسَ أي شيء، الرداء ليس من حقي |
Unutmuş olabilirsin, ama ben hala unutmadım. | Open Subtitles | ربما تكون قد نسيت و لكنني لم أنسَ بعد |
O mavi gözleri asla unutmadım. | Open Subtitles | لم أنسَ أبداً عيناها الزرقاوان |
Boru sızıntısını unutmadım. | Open Subtitles | لم أنسَ التسرب في الأنابيب لديك |
Neler olabileceğini... unutmadım. Pes etmiyorum! | Open Subtitles | لم أنسَ ما يكون بخطر وأنا لن أستسلم |
Asla unutmadım, yaptıklarını ödeteceğim. | Open Subtitles | لمْ أنسَ. ستدفع ثمن شرّك. أعدك. |
Olanların hiçbirini unutmadım bu arada. | Open Subtitles | لمْ أنسَ هذه المسألة بالمناسبة |
Kızımın hayatını kurtardın. Bunu asla unutmayacağım. | Open Subtitles | لقد أنقذتَ حياة ابنتي، ولن أنسَ ذلك أبدًا |
Bu kez unutmayacağım. Söz veriyorum. Elbiselerini çıkar. | Open Subtitles | أماندا لن أنسَ هذه المرة، أعدكِ اخلعي ملابسكِ سايروس تلقى هذا؟ |
Hayatımda ilk kar görüşümü asla unutmayacağım. | Open Subtitles | لن أنسَ المرة الأولى التي رأيت فيها تساقط الثلج |
unut bunu Lt. konuşmayacağım | Open Subtitles | أنسَ الأمر، أيّها الملازم. أنا لن أثرثر. |
Babamın sözlerini asla unutmam. Hatırlatmana gerek yok. | Open Subtitles | أنا لم أنسَ كلمات أبي من قبل، ليس هناك حاجة لتذكيري. |
Ama o eski filmleri asla unutamadım. | Open Subtitles | لكنني لم أنسَ تلك الأفلام القديمة |
Şahit olarak görevimizi unutmadığımı söylediğimde bana güvenmen lazım. | Open Subtitles | ،يجدر بكِ الوثوق بي حينما أقول لم أنسَ واجبنا كشاهدين على هذه الحرب |