Geçen hafta, ""Dev Çakal Wile Ayağı"'ndan nefret ettiğini sen söyledin. | Open Subtitles | الأسبوع الماضي, أنت قلتِ أنكِ تكرهين أقدام القيوط الضخمة التي لديك |
- Ergen kız partisine gidiyorum. - Onlardan nefret ettiğini sanıyordum. | Open Subtitles | أنا ذاهبة لحفل تجميل ظننت أنكِ تكرهين هذا |
Adamdan nefret ettiğini sanıyordum. Neden onunla seviştin? | Open Subtitles | ظننت أنكِ تكرهين هذا الرجل لماذا نمتِ معه إذاً؟ |
Tamam, bu sorudan nefret ettiğini biliyorum ama soracağım. | Open Subtitles | أعرف أنكِ تكرهين هذا السؤال لكنني سأسألكِ |
Sürprizlerden nefret ettiğini bilirim, ama bu sürprizlere olan karşı tutumunu değiştirecek. | Open Subtitles | أعلم أنكِ تكرهين المفاجآت لكن هذه ستغيّر وجهة نظركِ إليها |
Bak, bu planlamalardan nefret ettiğini biliyorum. | Open Subtitles | أنظري، أنا أعرف أنكِ تكرهين كل هذا الإزعاج والترتيبات |
Öğrenciler beni alabilir, uçmaktan nefret ettiğini biliyorum. | Open Subtitles | ،يمكن للطلاب أخذي أعلم أنكِ تكرهين الطيران |
Bilirsin, bir kıyafetten nefret ettiğini düşünürsün bu yüzden hizmetçine verirsin. | Open Subtitles | تعرفون عندما تقررين أنكِ تكرهين شيء من الملابس حتى تعطيه لخادمتك ؟ |
Onun senin arkadaşın olduğunu ve burada olduğumdan benden nefret ettiğini biliyorum. | Open Subtitles | انتظري اسمعي، أعرف أنه كان صديقكِ وأعرف أنكِ تكرهين وجودي هنا |
Annemle babamdan nefret ettiğini söylemekle aynı şey! | Open Subtitles | أياكِ أن تقولي أنكِ تكرهين تارا ثانية |
Hatırlıyor musun, beş altı yaşlarındaydın yer çekiminden nefret ettiğini söylerdin ve çatıdan atlayıp, uçmak isterdin. | Open Subtitles | أتتذكرين عندما كان عمرك حوالي خمسة أو ستة وقلت أنكِ تكرهين الجاذبيةً... ... |
Neden muhabire askerlerden nefret ettiğini söyledin? Ne? | Open Subtitles | لماذا أخبرتِ الصحفي أنكِ تكرهين الجنود؟ |
Duygusal şeylerden nefret ettiğini biliyorum. | Open Subtitles | أنا أعلم أنكِ تكرهين الأشياء العاطفية |
nefret ettiğini biliyorum ama kaçış yolun yok. | Open Subtitles | أعلم أنكِ تكرهين ذلك، و لكن ما من مفر |
Siyah beyaz filmlerden nefret ettiğini sanıyordum. | Open Subtitles | توقعت أنكِ تكرهين أفلام الأبيض والأسود . |
Kadınlardan nefret ettiğini söylediğim için üzgünüm. | Open Subtitles | آسفة لأني قُلت أنكِ تكرهين النساء |
Arkadaşın fotoğrafından nefret ettiğini söyledi. | Open Subtitles | صديقتكِ قالت أنكِ تكرهين صورتكِ |
Moleküler biyolojiden nefret ettiğini düşünürdüm. | Open Subtitles | إعتقدت أنكِ تكرهين البيولوجيا الجزئية |
Bundan nefret ettiğini biliyorum. | Open Subtitles | أنا أعلم أنكِ تكرهين هذا. |
O boktan kitap kulübünden nefret ettiğini biliyorum da ondan. | Open Subtitles | أعرف أنكِ تكرهين نادي الكتاب |