Annie çalıntı kredi kartı konusunda çok üzgün olduğunu söyledi. | Open Subtitles | تعلم, آني أخبرتني أنك آسف جدا بشأن سرقة بطاقة الإئتمان |
üzgün olduğunu kanıtlamak istiyorsan bu kağıtları imzalayıp ebeveynlik haklarını devredebilirsin. | Open Subtitles | إذا أردت أن تُثبت أنك آسف فيمكنك أن توقع تلك الأوراق |
Kendini bu beladan kurtar. Gir içeri ve ona üzgün olduğunu söyle. | Open Subtitles | اسمع ، لم لا توفر على نفسك الكثير من المشاكل ، أدخل و قل للفتاة أنك آسف |
Sadece gözlerimin içine bak ve Özür dile. | Open Subtitles | فقط انظر في عيني مباشرة و قل أنك آسف |
Hayır, Amiral, üzgün olduğunuza inanmıyorum. | Open Subtitles | لا يا أدميرال، لا أعتقد أنك آسف |
Bana üzgün olduğunu ya da beni kaybetmenin hayatını mahvettiğini ve sonra beni kaçırıp Hydra ve seninle beraber burada kilit altında kaldığımı söyleyemezsin. | Open Subtitles | لا يمكنك أن تقول أنك آسف. أو أن فقداني دمر حياتك ومن ثم تختطفني وتقول أن مصيري |
Hücredeyken, neden üzgün olduğunu söyledin? | Open Subtitles | لم قلت لي أنك آسف في الزنزانة ؟ |
Yaptığın şeyden dolayı üzgün olduğunu söylemeni istiyorum. | Open Subtitles | اُريدك أن تقول أنك آسف على فعلتك |
üzgün olduğunu öğrendiğim iyi oldu. | Open Subtitles | من الجيد أن أعرف أنك آسف يا بوب. |
"üzgün olduğunu söylemek için lütfen beni aramaktan vazgeç. | Open Subtitles | 'قلت: "من فضلك توقف عن مراسلتي وقول أنك آسف. "ما حصل قد حصل". |
Ona üzgün olduğunu, geri dönmeyi unuttuğunu söyle. | Open Subtitles | إخبرها أنك آسف لأنك نسيت أن ترد عليها |
Bu yüzden üzgün olduğunu da sanmıyorum. | Open Subtitles | أنا لا أعتقد أنك آسف في الواقع |
- Sadece üzgün olduğunu söyle. | Open Subtitles | -اخبرني أنك آسف وحسب -ولماذا أفعل؟ |
üzgün olduğunu söyle ona. | Open Subtitles | اعتذر لها قل لها أنك آسف |
Onlara üzgün olduğunu söyleyeceğim. | Open Subtitles | سأخبرهم أنك آسف |
Ona senin de üzgün olduğunu söylemelisin. | Open Subtitles | ويجب أن تخبره أنك آسف أيضا |
- Sen ona üzgün olduğunu söyle sadece. | Open Subtitles | أخبرها فسحب أنك آسف |
Sadece gözlerimin içine bak ve Özür dile. | Open Subtitles | فقط انظر في عيني مباشرة و قل أنك آسف |
Özür dile, bana sarıl, bu iş hallolsun. | Open Subtitles | قل أنك آسف, و عانقني و سينتهي ذلك كله |
Tanrım, Özür dile demek istemiştim. | Open Subtitles | , يألهي , قصدت بأن تقول أنك آسف |
Gerçekten üzgün olduğunuza inanıyorum. | Open Subtitles | أنا اصدق أنك آسف فعلاً |