Hayır, kendinin neredeyse ciddi olduğunu düşünecektin. Bu da seni korkutuyor. | Open Subtitles | لا يا حبيبى ، أنت تظن أنك جاد و هذا يخيفك |
Senin bu rütbe alma konusunda ne kadar ciddi olduğunu biliyorum yükseldikçe yolun nasıl kayganlaştığını da biliyorum. | Open Subtitles | أعرف أنك جاد بأمر الترقي مهنياً وأعرف كم قد يكون سهلاً أن تزلَ قدمك كلما ترقيت، ولكن بالنسبة لي |
Sanırım bir şeyler yapmak için bekliyor. Ona ciddi olduğunu göster. | Open Subtitles | أظنها تنتظر منك أن تفعل شيئاً لتظهر أنك جاد بالأمر |
İş bulmak konusunda ciddiysen adını değiştirmen gerek. | Open Subtitles | لو أنك جاد للعمل هنا عليك أن تقوم بتغيير اسمك |
Sadece bu konuda ciddi olduğuna emin olmak istiyorum, Nick. | Open Subtitles | أردتُ فقط التأكد أنك جاد بشأن هذا، (نيك). |
Bu konuda ciddi olduğunu görebiliyorum ve... | Open Subtitles | يمكنني أن أرى أنك جاد بهذا الشأن ، و... ... ـ |
Neredeyse ciddi olduğunu düşünecektim. | Open Subtitles | إننى أظن أنك جاد |
- ciddi olduğunu görebiliyorum. Boş ver. | Open Subtitles | أرى أنك جاد إنس الأمر |
ciddi olduğunu söylüyorsun. | Open Subtitles | كما قلتَ أنك جاد. |
Beni de kandırdın. ciddi olduğunu sandım. | Open Subtitles | صدقتك للحظة، ظننت أنك جاد |
ciddi olduğunu sanmıyorum. | Open Subtitles | لا أعتقد أنك جاد |
Brad, şu oyunculuk saçmalığında ciddi olduğunu mu söylüyorsun? | Open Subtitles | براد" هل تقول" أنك جاد بشأن التمثيل؟ |
ciddi olduğunu düşünmemiştim, Danny. | Open Subtitles | (لم أكن أعتقد أنك جاد بالآمر ، (داني |
Derek, onu cezalandırmak hakkında ciddi olduğunu söylemiştin. | Open Subtitles | (ديريك)، قلت أنك جاد بشأن معاقبته |
ciddi olduğunu düşünmüştüm. | Open Subtitles | -ظننت أنك جاد. |
Eğer bu konuda ciddiysen Henry, danışman gereken kişi Olivia. | Open Subtitles | ولو أنك جاد بخصوص هذا "هنري" يجب أن تسأل "أوليفيا" |