onları duymuşsundur, gazetelerden sakladıklarım dışında. | Open Subtitles | لابدّ أنك سمعت بهم باستثناء أنني أبقيت الأمر سرًا |
Yani, her şeyi duymuşsundur, değil mi? | Open Subtitles | أعني، لابد أنك سمعت الكثير من الأماني، صحيح؟ |
Burada ne yaptığını ya da ne duyduğunu sandığını bilmiyorum. | Open Subtitles | لا أعرف ما تفعل هنا أو تظن أنك سمعت.. لم أسمع شيئاً |
Tek yapman gereken, gidip Cole için bu takma adı duyduğunu söylemek. | Open Subtitles | " كل ما عليك قوله أنك سمعت هذا اللقب لـ " كول |
Görünen o ki, şu anda iki sadık İskoçtan gerçeği duydunuz. | Open Subtitles | يبدوا الآن أنك سمعت الحقيقة من اثنين اسكتلنديين مخلصين |
Dünya'ya çarpan asteroitler hakkında hikayeler duymuş olabilirsiniz. | TED | من الممكن أنك سمعت قصصا حول الكويكبات التي تضرب الأرض. |
Birkaç çiftçiyi tutuklamışlar. duymuşsunuzdur. | Open Subtitles | لقد إعتقلوا بعض المزارعين للتو أعتقد أنك سمعت بهذا |
Polis gözetimi altındayken öldüğünü de duymuşsunuzdur herhalde. | Open Subtitles | أأفترض أنك سمعت أيضاً بموته تحت حراسة الشرطة ؟ |
Hapiste bile olsan eminim ki emlak piyasasındaki krizi duymuşsundur. | Open Subtitles | حتى وأنت سجين أنا متأكد أنك سمعت بالركود الكبير فى سوق العقارات |
Eminim, kulüpteki yangını duymuşsundur. | Open Subtitles | لابد أنك سمعت عن الحريق في النادي الليلي |
Eminim duymuşsundur , Başkan yardımcısı olabilirim. | Open Subtitles | أنا متأكد أنك سمعت أننى قد أصبح نائب الرئيس |
Sezon sonunda jübilemi yapacağımı duymuşsundur. | Open Subtitles | أعتقد أنك سمعت أني سأعتزل في نهاية الموسم |
Eminim dövüşü kablosuz radyoya sattığımızı duymuşsundur. | Open Subtitles | أنا متأكد من أنك سمعت أننا سنذيع المباراة لاسلكيا بمقابل مادي. |
Ve şimdi geri kalan 40 kişinin duymadığı bir şeyi duyduğunu mu söylüyorsun? | Open Subtitles | وأنت تقول أنك سمعت شيئا لم يسمعه ال 40 الآخرين؟ |
Bana,onun odasından gelen iki ses duyduğunu söyledin. | Open Subtitles | أخبرتني أنك سمعت صوتين يخرج من غرفتها |
Bir saniye. Ne düşündüklerini duyduğunu mu söyledin? | Open Subtitles | قلت أنك سمعت ما كانوا يفكرون بـه ؟ |
herhalde dün gece olanları duydunuz. | Open Subtitles | أنا متأكدة من أنك سمعت بما حدث ليلة أمس. |
Sanırım dün piyango kazandığını duydunuz. | Open Subtitles | حسنا، أعتقد أنك سمعت فاز في اليانصيب أمس؟ |
Bugün bir çok şey duymuş olabililirsin. | Open Subtitles | أظن أنك سمعت العديد من الأشياء اليوم يا راج |
Evet, öyleyse belki baba olacağını da duymuşsunuzdur. | Open Subtitles | حسناً, أظن أنك سمعت أيضاً بأنه يوشك أن يصبح أباً. |