Bu sabah bir yere doğru yolda olduğunu söyledin,nereye gidiyorsun? | Open Subtitles | هذا الصباح قد قلت أنك في طريقك لمكان ما إلى أين أنت ذاهب؟ |
Bir saat önce seni ofisinde görmek istiyordu. Ona yolda olduğunu söyledim. | Open Subtitles | أراد أن تقصد مكتبه منذ ساعة سأخبره أنك في طريقك إليه |
Eğer yolda olduğunu varsayar "İsveç" Mackenzie | Open Subtitles | يفترض أنك في طريقك للسويد "ماكينزي" |
Tamamen iyileşmek üzere olduğunu söyleyebilirim. | Open Subtitles | رأيي أنك في طريقك إلى التعافي التام. |
Lütfen eve gelmek üzere olduğunu söyle. | Open Subtitles | أرجوك أخبرني أنك في طريقك للمنزل |
yolda olduğunu söyle. | Open Subtitles | -قل لي أنك في طريقك |
Bak bu da bana Sam'in eski işine dönmek üzere olduğunu söylemesini hatırlattı. | Open Subtitles | و الذي يذكرني بي سام) أخبرني أنك في طريقك) للعودة إلى عملك السابق |