Ona hâlâ âşık olduğunu kalbim her zaman hissetti. | Open Subtitles | لقد عرفت دائماً فى قلبى أنك لا زلت تحبها |
İnsanların hâlâ o korkunç adam için üzgün olduğunu düşünmelerini istemezsin, değil mi? | Open Subtitles | إنك لا تريدين أن يعتقد الناس أنك لا زلت منزعجة على هذا الرجل المريع |
Sen her zaman sevgili tipiydin. Sanırım hâlâ öylesin. | Open Subtitles | لقد كنت دائماً من النوع المحب أعتقد أنك لا زلت كذلك |
Şampanyayı hala sevdiğini varsayıyorum. | Open Subtitles | أظن أنك لا زلت تتذوقين الشمبانيا. شربنا ما يكفي في عهدنا. |
hala benim insanları öldürebileceğimi düşünüyorsun, değil mi? | Open Subtitles | أفترض أنك لا زلت تعتقد أننى أقتل الناس أيضا |
Bugüne kadar hâlâ matador olduğunu bilmiyordum. | Open Subtitles | حتى هذه اللحظة لم أكن أعرف أنك لا زلت ماتادور |
Senin hâlâ karanlık odada, arkadaşının küçük hikâyesine daldığını sanıyordum. | Open Subtitles | ظننت أنك لا زلت تتأملين بقصة صديقتك عن الرغبة في الغرفة المظلمة |
Eric, bu durumun ne hale gelebileceğini unut ve sadece ona karşı hâlâ bir şeyler hissettiğini söyle. | Open Subtitles | فلننسى ما قد يؤول له الوضع واعترف أنك لا زلت تكنّ لها مشاعر |
hâlâ rotada mıyız diye emin olmak istedim. | Open Subtitles | لقد مرت 50، أريد التأكد فقط أنك لا زلت على كلمتك |
Yapacak mısın, yoksa hâlâ bir taraf seçmedin mi? | Open Subtitles | هل يوافقك هذا، أم أنك لا زلت لم تتخذ جانباً؟ |
hâlâ bu kız için didindiğine inanamıyorum. Oraya asla geri dönmeyeceğimizi anlamıyor musun? | Open Subtitles | لا أصدق أنك لا زلت تحب تلك الفتاة ألا تعرف أننا لن نعود إلى هناك قط؟ |
Son karşılaşmamızda, beni hâlâ sevdiğini söylemiştin. | Open Subtitles | في آخر مرة تقابلنا قلتِ لي أنك لا زلت تحبينني |
Görünüşe göre hâlâ özgür iradenle konuşabiliyorsun. | Open Subtitles | يبدو أنك لا زلت حراً لتتحدث عما يدور بخلدك |
Seni tanımasam bana karşı hâlâ bir şeyler hissediyorsun, diyeceğim. | Open Subtitles | أتعرفين، لو لم أكن أعرفك، كنت سأقول أنك لا زلت تشعرين بشيء تجاهي. |
hâlâ haber vermeden gelme ihtiyacı duyman ne kötü. | Open Subtitles | من المؤسف أنك لا زلت تشعرين بالحاجة للمرور دون اتصال مسبق |
Eğer kalkıp buna karşı koymazsan asıl önemli yer olan derinlerde, hâlâ maymun olduğunu göstermiş olursun ve sonra da silinip gidersin. | Open Subtitles | إذا لم تقف في وجه ذلك اجعلهم يعلمون أنك لا زلت قردًا في أعماقك حيث يتم اعتبار ذلك |
Ben gerçekten de serseriliğe geri dönmeyi düşünüyorum hala senin pislik olduğuna eminim bilirsin | Open Subtitles | أتعرف أعتقد أنه عليك أن تعود لهذا فقط للتأكد من أنك لا زلت صلباً |
Burada hala ödenmemiş yüksek faizli bir öğretim krediniz olduğu yazıyor. | Open Subtitles | مذكور هنا أنك لا زلت مدينة بقرض طلاب معلق؟ |
hala burada olmana şaşırdım. Geberip gidersin de başka biri gelir diye umuyordum. | Open Subtitles | أنا متفاجئ أنك لا زلت موجوداً، كنت آمل أن تموت ليأتي شخص يعرف ما يفعله |
Roscoe, hala ayakta olduğunu bilmiyordum. | Open Subtitles | مرحباً روسكو لم أعلم أنك لا زلت مستيقظاً |
Onlar hala öyle olduğunu düşünüyor. | Open Subtitles | حسنا, انهم يظنون أنك لا زلت تمتلك المهاره |