Çöpte buldum. İhtiyacın olmadığını sandım. | Open Subtitles | وجدتها في النفايات إعتقدت أنك لست بحاجة إليها |
- Onlara, onlara ihtiyacın olmadığını söyle. | Open Subtitles | قل لهم يا فريدي أنك لست بحاجة لمساعدتهم |
Benimle konuşmak için bahaneye ihtiyacın olmadığını biliyorsun değil mi? | Open Subtitles | تعلم أنك لست بحاجة لحجة للتحدث إلي؟ |
"Artık altında boğulmaman gereken tek bir sır var." | Open Subtitles | إليك سر آخر هو أنك لست بحاجة لتكترثي له |
"Artık altında boğulmaman gereken tek bir sır var." | Open Subtitles | إليك سر آخر هو أنك لست بحاجة لتكترثي له |
Ofis işleri için yardıma ihtiyacın yok gibi. | Open Subtitles | حسناً، يبدو أنك لست بحاجة لدروس في أصول العمل في المكاتب |
Ama işin gerçeği, bana ihtiyacın yok. | Open Subtitles | لكن الحقيقة، أنك لست بحاجة إلي. |
Uçmak için Quinjete ihtiyacın olmadığını biliyorsun. | Open Subtitles | أنت تعلمين أنك لست بحاجة لكوينجت لتحلقي |
Ona ihtiyacın olmadığını kabullen. | Open Subtitles | أخبر نفسك أنك لست بحاجة لها |
Ona ihtiyacın olmadığını kabullen. | Open Subtitles | أخبر نفسك أنك لست بحاجة لها |
Değişmeye ihtiyacın yok mu sanıyorsun? | Open Subtitles | تخال نفسك أنك لست بحاجة لتتغير؟ |
Ayrıca o kitaba ihtiyacın yok. | Open Subtitles | بالإضافة أنك لست بحاجة إلى الكتاب. |
Buna ihtiyacın yok. | Open Subtitles | أنك لست بحاجة لذلك |