| Biz Madison'ı senin ona zarar vermek için burada olmadığını sadece kayıp bir ruh olduğunu söyleyip telkin ediyoruz. | Open Subtitles | نحن نؤكد ل ماديسون أنك لست هنا ل ايذائها, ولكنك مجرد رووح تائهة |
| Senin burada olmadığını söyleyeyim. | Open Subtitles | سأقول لها أنك لست هنا ,حسنا ً ؟ |
| Senin burada olmadığını söyleyeyim. | Open Subtitles | سأقول لها أنك لست هنا ,حسنا ً ؟ |
| İkimiz de düğün planlarımı tartışmak için gelmediğini biliyoruz. | Open Subtitles | لكن كلانا يعرف أنك لست هنا لمناقشة خطط زواجي |
| Beni o eve geri götürmeye gelmediğini söyle ne olur. | Open Subtitles | أخبرني أنك لست هنا لإعادتي إلى ذلك المنزل. |
| Lütfen bana, beni kontrol için burada olmadığını söyle. | Open Subtitles | رجاء أخبرني أنك لست هنا لتفقد أحوالي |
| burada olmadığını söyleyeyim mi? | Open Subtitles | هل أقول أنك لست هنا ؟ كلا .. |
| burada olmadığını söyleyebilir miyim? | Open Subtitles | هل أقول أنك لست هنا ؟ |
| Ama burada olmadığını biliyorum. | Open Subtitles | لكني أعلم أنك لست هنا |
| burada olmadığını söyledin. | Open Subtitles | قلت أنك لست هنا |
| Evet, burada olmadığını söyledim. | Open Subtitles | -أجل، لقد أخبرتها أنك لست هنا |
| İhanetimi yakalamak için gelmediğini kanıtlayabilir misin? | Open Subtitles | كيف تثبت أنك لست هنا للإيقاع بي؟ |
| Ölü ortağının intikamı için gelmediğini nereden bileceğim? | Open Subtitles | كيف أعلم أنك لست هنا من لتنتقم من قتلة شريكك ! ؟ |
| Buraya yargılamaya gelmediğini sanıyordum. | Open Subtitles | أعتقد أنك لست هنا لتحكم |