Etrafa bakın. Oda, sandalyeler, odun. Etrafımızdaki her şey değişmek zorunda veya biz bu problemi çözemeyeceğiz. | TED | أنظر حول الغرفة، الكراسي، الخشب كل شئ حولنا يجب أن يتغير أو أننا لن نقدر على إمتصاص هذه المشكلة |
biz sadece, parayı kendimiz için kullanmayacağız dedik. | TED | لقد قلنا فقط، أننا لن نصرف المال على أنفسنا. |
Şimdilik, bizim hiçbir zaman devridaim makine üretemeyeceğimizi söylemek zordur çünkü halen evren hakkında anlamadığımız birçok şey bulunmaktadır. | TED | ولكن من الصعب أن نقول بشكل قاطع أننا لن نكتشف أبدًا آلة حركة أبدية لأنه ما يزال هناك الكثير الذي لا نفهمه حول الكون. |
Bu yüzden umarız ki hiçbir zaman ihtiyacımız olmaz fakat İçeri gir, İçeride Kal ve Takipte Kalmayı unutma. | TED | لذا، على الرغم من أننا لن نحتاج أبدًا إلى ذلك، تذكر الدخول إلى الداخل، والبقاء في الداخل، والبقاء في ترقب. |
Şimdi, kesinklikle sadece bir kaç elektrot koyarak kafasında geçen tüm düşünceleri anlayacak değiliz. | TED | الآن، ومن الواضح أننا لن نضع اثنين من الأقطاب على رأسه ونفهم بالضبط ما أفكاره كلها على المضمار. |
Her şeyi geri ver. Tepki olmayacak. | Open Subtitles | يا من سرقت هذه الأشياء أعدها، وأعدك أننا لن ننتقم منك |
Morali bozulan çalışanlarımıza Çin'deki her bir çiftçiyle tanışmadan pes etmeyeceğimizi söyledim. | TED | أخبرت الموظفين القلقين العاملين معي أننا لن نيأس حتى نقابل كل مزارع محلي في الصين. |
Bu gerçek. Bunu söylemeye alışacak mıyız? | Open Subtitles | هذه الحقيقة أعتقد أننا لن نتعود أبداً على قول ذلك |
Sorun şu ki, biz onlara bu teknolojiyi vermiyoruz, onlar da bize DHD'yi vermiyorlar. | Open Subtitles | النقطة هي أننا لن نعطيهم التقنية ما لم يعطونا الدي اتش دي |
Ve biz bir şey yapmak sürece her şeyi hatırlıyorum idare etmez. | Open Subtitles | أجل ، لكن و نحن نعرف أننا لن نتذكر شيئاً إلا إن فعلنا شيئاً بهذا الخصوص ، صحيح ؟ |
Bekleyin, ben biz denemek ve artık Paige yardımcı yaramaz sanıyordum. biz değildir. | Open Subtitles | انتظرى لحظة ، اعتقدت أننا لن نحاول مساعدة بايج بعد الآن |
en kötüsü de, hiçbir zaman bilmeyeceğiz. | TED | والأسوأ في كل هذا، أننا لن نتمكن من أن نعلم أبدا. |
Sanırım parıltının ne olduğunu hiçbir zaman öğrenemeyeceğiz. | Open Subtitles | أعتقد أننا لن نكتشف أبداً ما هو هذا الوميض |
Bu sefer de düşmana, hiçbir zaman teslim olmayacağımızı göstermiş olacağız. | Open Subtitles | هذه المرة سنظهر للعدو. أننا لن نستسلم. |
Evet. Açıkça görülüyor ki buna karşı kendimizi savunacak durumda değiliz. | Open Subtitles | نعم.و بسبب ذلك ,من المنطقي أننا لن نملك أية وسيلة دفاع ضده. |
Boşandık demek hâlâ bir aile değiliz demek değil. | Open Subtitles | إذن فقط لأننا مطلقين لا يعني ذلك أننا لن نضل عائلة |
Annem gelmiyor diye Noel'i ayrı ayrı geçirecek değiliz. | Open Subtitles | بسبب أن أمي لن تأتي لايعني ذلك أننا لن نقضي العيد سوية. |
- Artık dayı olmayacak mıyız? | Open Subtitles | هل يعني هذا أننا لن نعود أخوالاً بعد الآن ؟ |
Güvenlik kameralarına bir sonraki kısımda ihtiyacımız olmayacak kanısındayım. | Open Subtitles | وأعتقد أننا لن نحتاج كاميرات المراقبة حاليا |
Güvenlik kameralarına bir sonraki kısımda ihtiyacımız olmayacak kanısındayım. | Open Subtitles | وأعتقد أننا لن نحتاج كاميرات المراقبة حاليا |
Pazarlık etmeyeceğimizi söyle. | Open Subtitles | أخبرهم أننا لن نفاصل لابد أن يقوموا بتحويل الأموال لنا |
Eğer bir an bile, hain olduğunu ifşa etmeyeceğimizi düşündüysen, yanılan sensin, yoldaş. | Open Subtitles | ,إذا افترضت للحظة . أننا لن نفضح خائنا مثلك . فإنك الشخص المخطئ، رفيق |
Belediye Başkanı Stepan, Türklere itaat etmeyeceğimizi açıkladı. | Open Subtitles | أعلن رئيس بلدية ستيبان أننا لن نطيع الأتراك. |