ويكيبيديا

    "أنني في" - ترجمة من عربي إلى تركي

    • olduğumu
        
    • kendimi
        
    • olduğum
        
    • kaldığımı
        
    Eğer hiç işaret gelmezse, benim tehlikede olduğumu anlayıp saldıracaklar. Open Subtitles إن لم أعطي الإشارة معناها أنني في ورطة وأنهم سيهجمون
    Pekâlâ, bu telsizi al ve benim belirttiğim kontrol noktalarında olduğumu teyit et. Open Subtitles حسناً , هذا جهاز اتصال لاسلكي و الذي يثبت أنني في نقاط متعددة
    Avantaja sahip olduğumu düşünüyordum çünkü orada dedektif bana "Eve gitmeni sağlayacağım." diyordu. Open Subtitles كنت أعتقد أنني في وضع جيد لأن المحقق أكد لي أنني سأذهب للمنزل
    Delhi'ye ya da Güney İtalya'ya ilk gittiğimde kendimi nasıl evimde hissettiğimi görünce çok şaşırdım. TED حينما ذهبت إلى دلهي للمرة الأولى أو للأجزاء الجنوبية لإيطاليا، كنت منهشة كيف أنني فعلا أحسست أنني في وطني.
    Bir Kindle okuyabilmek için kendimi işte hissetmeme gerek yok; TED لا يتوجب علي أن أشعر أنني في العمل لأقرأ من كندل
    Aşırı derecede tutkulu olduğum çalışmamı sürdürmeme olanak sağlayan ve her gün merakımı, öğrenme isteğimi besleyen inanılmaz bir yolculukta olduğumun farkındayım. TED أُدرك الآن، أنني في هذه الرحلة الرائعة التي تسمح لي أن أتابع عملي الشغوفة به للغاية، وشيئًا يُغذي فضولي بشكل يومي.
    Loretta karımı aradı ve ona toplantıya kaldığımı söyledi. Open Subtitles لقد اتصلت بزوجتي و قلت لها أنني في اجتماع مجلس إدارة
    Burada olduğumu iddia etmeye kalksanız bile şimdi Gresham Kulüp'te yemek yediğime yemin edecek dört tane çürütülemez tanığım var. Open Subtitles على الرغم أنك كنت تعزم أن لدي أربعة شهود لا يمكن الشك بهم الذين سيشهدون ويقسمون أنني في الوقت الحاضر
    Benim bahçede olduğumu sanıyordu ama ben tuvalette çok sessizce çişimi yapıyordum. Open Subtitles كانت تظن أنني في الحديقة لكنني كنت في المرحاض أتبول بهدوء جدا
    Pekâlâ bu belli ki rüyada olduğumu fark ettiğim bir rüya. Open Subtitles حسنا، من الواضح أن هذا حلم عندما أدرك أنني في حلم
    Axl'ı gördüğünüzde ona kasabada olduğumu ve görüşmek istediğimi söyleyin. Open Subtitles عندما ترين أكسل اخبريه أنني في الجوار وأريد أن أراه
    Diyelim ki ben çok başarılı oldum. ve ertesi gün size ne kadar başarılı olduğumu söylemek istedim. TED دعونا نفترض أنني في ازدهار، ثم أردت إخباركم في الغد كيف أبليت حسنا.
    Ancak mesela, uçaktayken birisi ne yaptığımı sorarsa genellikle editör olduğumu söylerim. TED لكن إذا كنت، لنقل أنني في طائرة، وسأل أحدهم ماهو عملي، عادة أقول أنا محررة.
    Tatilde olduğumu, birbirimizi tanımadığımızı... ve bu harika kadına dönüşeceğimi bildi. Open Subtitles أعني ، لقد عرفت أنني في رحلة وأننا لا نعرف بعضنا البعض وأني سأصبح إمرأة ذات شأن
    Işık görürse evde olduğumu anlar. Open Subtitles إذا رأت الضواء هنا فستعرف أنني في المنزل
    Bu konuda biraz isteksiz olduğumu itiraf etmeliyim Open Subtitles ربما أعترف أنني في مشكلة صغيرة بالعمل على السيطرة على حماستي
    Ne gariptir ki, yaklaşık 13 yaşına geldiğimde uzun süre boykot ettikten sonra kendimi toplantılardan birine tekrar katılırken buldum. TED من المضحك أنني في عمر الثالثة عشر، عدت مرة أخرى لحضور تلك اللقاءات، بعد مقاطعتي لها لفترة طويلة.
    Uzun süredir kendimi böyle iyi hissetmemiştim. Open Subtitles أشعر أنني في حالة جيدة جداً، فأنا لم أشعر هكذا منذ فترة طويلة
    Nate burada. Birinci mevkide olduğum sürece tutukluğunu paylaşacağım. Open Subtitles سأتشارك الحبس طالما أنني في المركز الأول
    Ona, sanırım hoşlandığım biriyle birlikte bir otelde kaldığımı söylediğimde iyice çıldırdı. Open Subtitles عندما أخبرته أنني في فندق مع فتى يعجبني فقد عقله

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد