Parisli bir kızdan çok, taşralı bir kıza benziyor. | Open Subtitles | أنها تبدو كفتاة ريفية أكثر من فتاة باريسية |
Orijinal olduğunu söylüyorsun; imza yok, ama orjinale benziyor. | Open Subtitles | تقول أنها أصلية , رغم عدم وجود توقيع إلا أنها تبدو كذلك |
Biliyorum ona benziyor ama Kim değil. | Open Subtitles | أعني , أنا أعلم أنها تبدو كذلك , ولكنها ليست كيم. |
Çok adaletsiz duruyor. Demek oyların çok bir anlamı yok. | Open Subtitles | أنها تبدو غير عادلة للغاية لذا ، لا تعني الأصوات كثيراً |
Eğer ona her sene daha genç göründüğünü söylersen, ...bağışı ikiye katlıyor. | Open Subtitles | , لو أنكِ أخبرتها أنها تبدو أصغر كل عام فسوف تضاعف التبرع |
Hoş görünüyorlar ama içinde işemesi çok zordur. | Open Subtitles | أنها تبدو جذابة و لكنها صعبة من ناحية التبول |
Evet, yutmuşum gibi görünüyor, değil mi? | Open Subtitles | نعم ، فمن المؤكد أنها تبدو على هذا النحو أليس كذلك؟ |
Bence şu anki plastik kirliliği problemimizi düşünürsek bence kulağa oldukça faydalı geliyor. | TED | وأعتقد، نظرًا للنطاق الحالي لمشكلة التلوث البلاستيكي، أعتقد أنها تبدو ذات منفعةٍ كبيرة. |
Öncelinden farklı gözüktüğünü fark edebilirsiniz. | TED | يمكنك أن ترى أنها تبدو مختلفة عن تلك التي قبل. |
En azından yarısı hazmedilmemiş bir hapa benziyor. | Open Subtitles | أنها تبدو مثل كبسولة غير مهضومة على الأقل نصف واحدة |
Hey, yoğurda benziyor... içinde de yapraklar var. | Open Subtitles | أنها تبدو مثل الزبادي مع بعض الأوراق عليه |
Hepsi hepatit taşıyıcısına benziyor. | Open Subtitles | أنها تبدو وكأنها لديهم التهاب الكبد كاملة. |
Tıpkı benim gittiğim üniversiteye benziyor. | Open Subtitles | ما هو الشئ المميز ؟ أنها تبدو تماماً كالجامعة التي ذهبت إليها |
Burası bir depoya benziyor gerçi. | Open Subtitles | أعني ، أنها تبدو مثل ..منشأة تخزين ، لكن |
Tam anlamıyla bir işkencecinin itirafına benziyor. | Open Subtitles | أنها تبدو تمامًا مثل أعتراف المعذّب. |
Ufak bir detaymış gibi duruyor ama sayfada çok daha şık görünüyor. | Open Subtitles | أعرف أنها تبدو أمور بسيطة، لكنها تبدو صافية جداً على الصفحة. |
O orada gerçekten yeni bir ürün gibi gözüküyor, yani orada iyi duruyor. | TED | في الحقيقة أنها تبدو افضل من الجديدة -- تبدو جميلة هناك. |
Bana üst katı gezdiriyordu. Ona ne hoş göründüğünü söyledim. | Open Subtitles | لقد أرتني الطابق الثاني وأخبرتها أنها تبدو رائعة |
Şimdi harika göründüğünü farkettim, o yüzden kimin umrunda? | Open Subtitles | أجل ، ورأيت أنها تبدو جيدة الآن لذا لا يهم الأمر |
Evet, bence de iyi görünüyorlar. Oradaki bir doğum izini... | Open Subtitles | نعم، أعتقد أنها تبدو جيدة جدا. |
Süet gibi görünüyorlar, ama değiller. | Open Subtitles | أنها تبدو مثل جلد الغزال، لكن لا |
...yerdeki bir delikten başka, sanki orada hiçbir şey yokmuş gibi görünüyor. | Open Subtitles | أنها تبدو مثل لا شئ هناك ماعدا فتحة فى الأرض |
- Biliyorum kulağa çılgınca geliyor ama bunu bir düşün. | Open Subtitles | من أنا أعلم أنها تبدو مجنونة لكن التفكير في الامر. |
Eğer ona bir inek gibi gözüktüğünü söyleseydim, incinirdi. | Open Subtitles | لو كنت أخبرتها أنها تبدو مثل البقرة كنت أذيت مشاعرها |