Yüzbaşı Jones doğru olduğuna inandığı bir bilgiye göre hareket ediyordu. | Open Subtitles | كان الكابتن جونز يتصرف بناءً على معلومات يعتقد أنها صحيحة |
Kimden aldığımı söyleyemem ama doğru olduğuna yemin edebilirim. | Open Subtitles | ستكون نهايتي. لا يمكنني أن أخبرك أين حصلت عليها، لكنني أعدك أنها صحيحة. |
Eğer aynı hikâyeyi anlatabilirsen doğru olduğuna inanabilirim. | Open Subtitles | لأنك إذا ما أخبرتني بنفس القصة التي أخبرني بها فقد أصدق أنها صحيحة |
Bilirsiniz, İncilde Musa hakkında bir hikaye vardır. doğru olduğuna inanın ya da inanmayın -- gerçekten benim için sorun değildi. | TED | تعلمون، هناك قصة في الكتاب المقدس حول موسى. سواء صدقتوا أنها صحيحة أم لا -- لا يهم الأمر بالنسبة لي. |
Hapse konuldular. Çünkü Elenorun.. bilgisayardaki kodu doğru çıktı. | Open Subtitles | لإن نظريات ( ألينور ) حول خلل الحاسوب ثبت أنها صحيحة. |
Bu arada bir söylenti duydum ve doğru olduğuna inanmak istemedim. | Open Subtitles | ... بالمناسبة سمعت إشاعة لم أرد أن .. أصدق أنها صحيحة ، لذا |
Bunun doğru olduğuna emin misin? | Open Subtitles | أمتأكد أنها صحيحة ؟ |
Şimdiye kadar doğru çıktı. | Open Subtitles | سيتم إثبات أنها صحيحة |
Çılgınca geldiğini biliyorum Joel, ancak bu notlardan şu ana kadar öğrendiğim her şey doğru çıktı. | Open Subtitles | (أعلم بأن يبدو جنونيًا يا (جول، لكن كل شيء تعلمته من تلك الملاحظات تبدو أنها صحيحة إلى الآن. |