| Keşke bizi ve ifade özgürlüğümüzü korumak üzere burada olduklarını söyleyebilseydim. | Open Subtitles | أتمنى لو استطعت القول أنهم هنا لحمايتنا، وحماية حقنا في الكلام |
| Uzun zamandır onların dans ettiğini görmediğim için burada olduklarını unutmuşum. | Open Subtitles | لقد مر وقت طويل منذ أن إرتديتهم للرقص لقد نسيت حتى أنهم هنا |
| Kardeşlerim. Delen Ayı, Küçük Geyik ve Mısır Kadın. Sanırım buradalar. | Open Subtitles | "أخواتي "الدب الحفار"و الآيل الصغير" و "المرأة الذرة أعتقد أنهم هنا |
| Bence buradalar. İhtiyacımızdan fazla yemek getiriyorsun. | Open Subtitles | أنهم هنا ، فأنت تحضر طعام أكثر من اللازم |
| Tatlım dün gece "Geldiler" dedin ya. | Open Subtitles | عزيزتي فى الليلة الماضية عندما قلت كلمة أنهم هنا |
| Onlar burada, Onları bulmalı ve bu cehennemden götürmeliyiz. | Open Subtitles | أنهم هنا , يجب أن نجدهم وبعدها نخرج من هنا |
| burada olduklarına eminim. | Open Subtitles | أنا متأكّد أنهم هنا |
| Buranın görünüşüne bakılırsa onları bir yerlere sakladığını düşünüyoruz. | Open Subtitles | لأننا نعتقد أنهم هنا نعتقد أنك تخبئهم بمكان ما |
| Gezegeni yok etmek için burada olduklarını düşünüyoruz | Open Subtitles | نعتقد أنهم هنا لتدمير عالمنا الذي نعرفه. |
| Seni korkutmak istemedim ama burada olduklarını bil istedim. | Open Subtitles | نعم، لم أكن أريد للانذار لكم، ولكن أردت أن أخبركم أنهم هنا |
| Bakın, bizi eğitmek için burada olduklarını söyledi tamam mı? | Open Subtitles | والرجال المحترمون يمكن التلاعب بهم انظر، لقد قال أنهم هنا ليعلموننا، حسناً؟ |
| Evet, burada olduklarını sanıyorum. | Open Subtitles | نعم ، أظن أنهم هنا ـ ألم تخبرهم ؟ |
| Onlar ayaklanmalar üzerine bir belgesel çekmek için burada olduklarını söyledi. | Open Subtitles | هم قالوا أنهم هنا لتصوير الأحداث |
| burada olduklarını nereden biliyorsun? | Open Subtitles | كيف تعلمون أنهم هنا في الداخل ؟ |
| Bence geri Geldiler. Bence buradalar, bence seni yeniden tehdit ediyorlar. | Open Subtitles | أعتقد أنهم عادوا ، أعتقد أنهم هنا أعتقد أنهم يهددونكِ مرة أخرى ، أليس كذلك؟ |
| Biliyor musun bazı insanlar diplomalarını almak için buradalar. | Open Subtitles | هل تعرف أن هناك بعض الناس يظنون أنهم هنا للحصول على درجة علمية |
| Birkaç gündür buradalar, içiyorlar, etrafa ateş ediyorlar. | Open Subtitles | أنهم هنا منذ بضعة أيام .... يشربون ويطلقون النار |
| Konukları mutlu etmek için buradalar. | Open Subtitles | أنهم هنا ليجعلوا الزابائن سعداء |
| Orada olmayacaklar. İşimi bitirmek için buradalar. | Open Subtitles | لن يكونوا خلفي أنهم هنا لكي ينهوا عملي |
| Canavarı kutuya geri koymak için gecenin karanlığından çıkıp Geldiler. | Open Subtitles | أنهم هنا بقواتهم ليلاً ليضعو الوحش للصندوق |
| - Sam nasıl olduğunu bulabilir. Sorun şu ki, Onlar burada. | Open Subtitles | سام يمكنها الموضوع أنهم هنا |
| Yardım etmek için burada olduklarına inanıyorum. | Open Subtitles | وأعتقد أنهم هنا للمساعدة |
| Buranın görünüşüne bakılırsa onları bir yerlere sakladığını düşünüyoruz. | Open Subtitles | لأننا نعتقد أنهم هنا نعتقد أنك تخبئهم بمكان ما |