Okyanusun ortasinda teknesiz kalmisken çapayi kurtarmaya çalismak gibi bir sey bu. | Open Subtitles | أنه أشبه بإنقاذ مرساة بينما أنت عالق بدون مركب فى منتصف المحيط |
Kötü şansı açıklayamazsın. Bu şey gibidir, müzik kulağı gibi. | Open Subtitles | أنكِ لا يمكن أن تفسرى الحظ العسر أنه أشبه |
Baban gibi hissetmek, onun bir katil gibi hissetmesine neden oluyor. | Open Subtitles | إنه شعوره بأنه أبوكي، يجعله يشعر أنه أشبه بقاتل |
Topa vurmayı daha çok, yaratıcı bir hareket olarak düşünmelisiniz. | Open Subtitles | إنه سهل عليكَ التفكير بضرب الكرة على أنه أشبه بالإبداع |
Korkunç bir kazadan çok biri onu öldürmüşe benziyor. | Open Subtitles | أنه أشبه بالحوادث المأسوية ولكن ربما قام شخص بقتلها |
Patronum, benim gibi bir adamla çıkmanın sizler için rüya gibi olduğunu söyledi. | Open Subtitles | أخبرني مديري أنه أشبه بالحلم لك أن تواعدي شخصاً مثلي |
Gerçi bu durum, çekicin çivinin peşine düşmesi gibi. | Open Subtitles | ولو أنه أشبه بالمطرقة التي تلاحق المسمار |
Sanki senin üstünde olmama ve fiziksel olarak dokunmama rağmen aramıza bir şey girmiş gibi. | Open Subtitles | أنه أشبه بأنني أشعر، بالرغم أنني ،فوقك الآن ،ألمسك جسديًا .هناك شيء عالق بيننا |
Sanki midenin üstünden bir lokomotif geçiyor gibi hissedersin. | Open Subtitles | أنه أشبه بقاطرة تحاول الخروج من معدتك |
Fırlatmalı, palet gibi bir şey. | Open Subtitles | أنه أشبه بشئ كبير يطلق مواد غريبة |
Tıpkı yavaşça sessizleşen notalar gibi. | Open Subtitles | أنه أشبه بنوتة موسيقية .تتضاءل |
Daha çok... gençken görülen bir aşk rüyasını... anlatıyor gibi. | Open Subtitles | أنه أشبه بالتشخيص, في حلم حب حديث. |
Vücut geliştirme ilaçlarına ilave edilen madde hakkında bir teorisi var. | Open Subtitles | لكن نظريته المعتقدة هي أنه أشبه بمكمل غذائي متطور لبناء الأجسام |
Yani bir şeyleri mümkün kılmaya çalışıyorum ve biraz fazla çalışıyorum. | Open Subtitles | أعني، أنا أحاول أن أجعل الأمور تتحقق أنه أشبه بحرق شمعه من الطرفين |
Çünkü kalbinin derinliklerinde, daha çok bir yol kenarı moteli olduğunun farkında. | Open Subtitles | لأنه يعرف في أعماقه أنه أشبه بفندق على الطريق. |
O daha çok fırsat oluştuğu için öldürülen bir kurbana benziyor ama dükkân sahibinin ölümü planlı. | Open Subtitles | هذه أول مرة يركض من هذا الطريق يبدو أنه أشبه بضحية إنتهاز للفرصة |
Kusurlu bir üründen çok, kusurlu bir kullanıcıya benziyor. | Open Subtitles | يبدو أنه أشبه مستخدم معيب من أنه منتج معيب |
Aynı anda hem hapşırıp hem osurmaya benziyor. | Open Subtitles | أنه أشبه بالضرط والعطس في نفس الوقت |