Tek bildiğim şu: Bir ev dolusu kontrolden çıkmış çocuk var. | Open Subtitles | ما أعرفه هو أنه ثمة منزل مليء بالشبان الخارجين عن السيطرة |
Bence bu odada köleliğin sonunu getirecek yeterli kadar aydın kişilerin güçleri var. | TED | أنا أعتقد أنه ثمة مايكفي من القوى الفكرية في هذه القاعة وحدها لجلب العبودية إلى النهاية. |
Kızınızın da vurguladığı gibi sorumlusu olduğum çok şey var. | Open Subtitles | كما أظهرت ابنتكِ من الواضح تماماً أنه ثمة الكثير لأجيب عليه |
Yanlış birşey olduğunu biliyordum. Bu işinin bir parçası değildi. | Open Subtitles | علمت أنه ثمة شيئاً خطأ فذلك ليس جزءاً من وظيفتها |
Acaba annesinin onda gerçekten... bir sorun olduğunu anlaması ne kadar sürdü? | Open Subtitles | اتسائل كم استغرقت والدته وقتاً حتى تدرك أنه ثمة خطب حقيقي بولدها |
O adam parkta para gömülü olduğunu söyledi. | Open Subtitles | لقد قال الرجل أنه ثمة مبلغ من المال مدفون في ذلك المنتزه |
Patronuna söyle, görüşülecek yeni bir gardiyan var. | Open Subtitles | قل لزعيمك أنه ثمة حارس مستجد أريد تعريفه به |
Patronuna söyle, görüşülecek yeni bir gardiyan var. | Open Subtitles | قل لزعيمك أنه ثمة حارس مستجد أريد تعريفه به |
Ama bizi gözeten Tanrıların var olduğuna inanmayacak kadar uzun süredir bir askersin. | Open Subtitles | لكنك كنت جنديا لفترة طويلة لتعتقد أنه ثمة آلهة تحرسنا |
Aslında yalan söyleyemeyeceğim çünkü açıkça belli ki bir sürü yanlış cevap var. | Open Subtitles | أوتعلم؟ سأتراجع عن كلامي فعلى ما يبدو أنه ثمة إجابات خاطئة كثيرة |
Biliyor musun, benimle öğle yemeği yiyebilecek çok seksi bir bayan var ve onu uzun zamandır bekletiyorum. | Open Subtitles | أتعلمين أنه ثمة هناك سيدة معجبة بي ولكني أتجاهلها منذ مدة طويلة؟ |
Görünüşe göre, yolda daha fazla Siber var. | Open Subtitles | يبدو أنه ثمة المزيد من السايبرمان في طريقهم الى هنا |
Şef, sanırım bu saldırıyla Kültür Merkezi'ne düzenlenen arasında bir bağlantı var. | Open Subtitles | سيدتي, أعتقد أنه ثمة صلة بين هذا الهجوم و الهجوم على المركز الثقافي |
Hatta bazılarının şerefini kaybedip hırsız olduğunu duyduk. | Open Subtitles | سمعنا أنه ثمة من فقد كرامته وأصبحوا لصوصاً |
Bu olay, yaşamam için hala bi sebebim olduğunu hatırlamama vesile oldu. | Open Subtitles | في هذه الحالة , هذه يعني أنه ثمة سبب يبقيني على قيد الحياة |
FBI'da sahtekarlıklarla ilgilenen bir departman olduğunu biliyor musun? | Open Subtitles | أعلمت أنه ثمة وكالة لمكافحة الغش بمكتب التحقيقات الفيدرالية؟ |
Glen'le takıldığım zamanlarda sizler daha çocuktunuz Ama birşeyler olduğunu biliyordunuz. | Open Subtitles | عندما تسللت عليك وجدت أن أبنائكِ كبروا في السن لكنني عرفت أنه ثمة خطبٌ ما |
Onların da silahlı olduğunu varsaymalıyız. | Open Subtitles | من المرجح أنه ثمة حفنةً من الرجال في الداخل، وعلينا الإفتراض بأنهم مسلحون أيضاً |
burada çok büyük bir dövme olduğunu düşünüyorum bu çıkmıyor derine işledi. | Open Subtitles | ما أعتقده أنه ثمة وشم كبير لي لايمحى مُلتصق على جلدك |
Tamam, kombi olmasa da olur ama en azından evde mikrodalga ya da Wi-Fi olduğunu söyle. | Open Subtitles | حسناً، التدفئة مُخيّرة لكن أرجوك قل لي أنه ثمة سخّان و ويفي |