Yani, gerçekten başka bir gezegenden olsaydı ne düşünürdün? | Open Subtitles | أعني ماذا سيكون شعورك تجاهه لو أنه فعلاً من كوكب آخر؟ |
Sadece şunu söylemek istiyorum; yaptığın işe gerçekten bayılıyorum. | Open Subtitles | أريد فقط أن أقول .أنه فعلاً يعجنيى ما تقوم به |
İyi biri gerçekten ve bilesin diye söylüyorum verdiğim ilanı görmedi o. | Open Subtitles | أقصد أنه فعلاً شاب جيد وأنت يجب أن تعرفي بأنه أبداً لم يرى ذلك الاعلان |
calışanları ele alalım. gerçekten de bunu yapmanın sizin için daha iyi olacağını anladınız ve bahanelere aldırmadınız. | TED | الذين يحاولون السعي خلف طموحاتهم أنتم تتفهمون أنه فعلاً من الأفضل القيام بذلك غير مبالين بالأعذار، أنتم تحاولون اكتشاف شغفكم |
Tekrar arkadaşın olur, gerçekten. | Open Subtitles | أنه ودود مرة أخرى أنه فعلاً كذلك |
Karışık olması gerekmiyor. Karışık değil. gerçekten... | Open Subtitles | وليس بحاجة لأن يكون معقد أنه ليس معقد، أنه فعلاً... |
gerçekten bununla bir ilgisi olduğunu mu düşünüyorsun? | Open Subtitles | هل تظن أنه فعلاً له يد في هذا ؟ |
gerçekten hiç okulunuz olmadığı anlaşılıyor. | Open Subtitles | يبدو أنه فعلاً ليس لديكم أيّة مدارس |
Bu adamın burnuna tonlarca virüs yerleştiriyoruz. Böylece -- (Kahkahalar) -- Yani, işe yaramasını istedik. Demek istediğim, gerçekten soğuk aldınlığı vardı. | TED | فقد حقنا طناً من الفيروسات في أنف هذا الشخص.. (ضحك) أقصد، أنه فعلاً كان مصاب بالزكام , و نريد نجاح التجربة |
Yardım istiyordu. O gerçekten... | Open Subtitles | ...أنه يُريدُ المساعدة، أنه فعلاً |
- ÇıIgınca, biliyorum ama gerçekten biliyor gibi. | Open Subtitles | -أعرف أن هذا يبدو غبياً ... لكن عندما تتكلم معها... ، تشعر أنه فعلاً تعرف... |
Aslında, gerçekten bitip bitmediğini bilmiyorum. | Open Subtitles | أعتقد أنه فعلاً انتهى |
Evet, gerçekten cömertçe. | Open Subtitles | نعم أنه فعلاً كرم |
Yani, gerçekten değil. | Open Subtitles | أعني أنه فعلاً لايهم |
Doğru partnere ihtiyacımız olacak. Ve düşündüm ki gerçekten -- (Kahkahalar) Bu cidden işe yarayabilir diye düşündüm, bir şans daha verelim. | TED | سنحتاج وقتها للشريك المناسب. وأنا فكرت أنه فعلاً . . . (ضحك) فكرتُ أنه فعلاً سينجح، لإعطائه فرصة أخرى. |
Ancak korkarım ki, Wayne Palmer'ın hareketleri bu hususta görevlerini gerçekten yerine getirip getiremeyeceğinin kanıtı. | Open Subtitles | وأخشى أن أفعال (وين بالمر) هى ...الدليل... على أنه فعلاً غير قادر على متابعة واجباته |
gerçekten inanılmaz. | Open Subtitles | أنه فعلاً مدهش |
Bu...gerçekten güzel. | Open Subtitles | أنه فعلاً رائع |