| Bir kısır döngü içinde olduğunu ve hiç ilerleyemediğini görebilirdiniz. | Open Subtitles | فباستطاعتك ملاحظة أنه كان في حلقة لم تمضِ أبداً قُدماً. |
| Dediğim gibi, o sırada çardakta Bayan Paton'la birlikte olduğunu biliyoruz. | Open Subtitles | كما قلت نحن نعرف أنه كان في المنزل الصيفي مع زوجته |
| Onca zaman iş başında olduğunu söylüyordu. Ben de inanıyordum. | Open Subtitles | لقد صدقته عندما قال أنه كان في العمل طوال الوقت |
| Ancak listede olduğunu söylediğiniz başka bir isimle ilgili sonuca ulaştık. | Open Subtitles | لكننا قمنا ببحث عن اسم آخر قلت أنه كان في القائمة |
| Ailesi orada olacak ve herkesin gözü önünde ifade verecekler ve insanlar onun ne kadar depresyonda ve kendinde olmadığını öğrenecek. | Open Subtitles | وهم الآن خارجاً يبحثون عن أناس عرفوه وسيجدون هؤلاء الناس ليشهدوا أنه كان في حالة يأس ولم يكن يتصرف على طبيعته |
| Cinayet saatinde gerçekten otelde olduğunu onaylayacak bir tanık var mı, Angela? | Open Subtitles | هل هناك شهود لتأكيد أنه كان في الفندق في وقت وقوع الجريمة؟ |
| O saatte sinemada olduğunu iddia etti, ama filmin ve oynayanların isimlerini hatırlayamadı. | Open Subtitles | لقد ادعى أنه كان في السينما رغم أنه لا يتذكر أسماء الأفلام التي شاهدها أو الشخصيات التي مثلت فيها.. |
| Onların başı olmasını bırak mafyanın içinde olduğunu bile kanıtlayamadılar. | Open Subtitles | أنهم لم يستطيعوا إثبات أنه كان في المافيا ، أقل بكثير من ذلك |
| Onların başı olmasını bırak mafyanın içinde olduğunu bile kanıtlayamadılar. | Open Subtitles | أنهم لم يستطيعوا إثبات أنه كان في المافيا أقل بكثير من ذلك |
| Burası ilk yapıldığında Amerikan İç Savaşı kalesi olduğunu biliyor muydun? | Open Subtitles | أكنت تعلم أنه كان في الأصل حِصننا في الحرب الأهلية؟ |
| Las Vegas'ta olduğunu söyledi. Haklı mıyım? | Open Subtitles | لقد أخبرك أنه كان في لاس فيجاس أولست محقا ؟ |
| Kardeşine odada başka birinin olduğunu söyledin! | Open Subtitles | لقد أخبرتي أخاكِ أنه كان في الغرفة شخص ما |
| İşte size bir fikir. onun tiyatro kampında olduğunu söyleyelim. | Open Subtitles | حسناً , هذه فكرة سنقول أنه كان في معسكر للقيام بمسرحية |
| Dışarıdaki devriyesini yapmış, geri dönmüş, sokağa açılan kapının açık olduğunu ve kurbanın öldüğünü görmüş. | Open Subtitles | يقول أنه كان في الخارج يقوم بجولته الخارجية عاد لمشاهدة باب الزقاق مفتوحاً والضحية ميت يزعم أنه لم يرى أو يسمع شيئاً |
| Dört yıl önce sizinle aynı yerde olduğunu biliyoruz. | Open Subtitles | من المؤكد أنه كان في نفس المؤسسة التي كنت فيها منذ أربع سنوات مضت |
| Onlara söyleyeceğim şey hastanın tedavisinde elinden gelen her şeyi yaptın ve eğer herhangi bir şekilde tehlikede olduğunu hissetsen onu tekrar uçmaktan alıkoymak için her şeyi yapardın. | Open Subtitles | الذي أريد فوله لهم هو أنك فعلت أقصى ما باستطاعتك لمساعدة هذا المريض في العلاج وإن كنتَ قد أحسستَ أنه كان في خطر |
| O kadınla bir ilişkisi olduğunu ima ediyorsanız, yanıIıyorsunuz. Ben bir şey ima etmiyorum. | Open Subtitles | لو أنك تقترح أنه كان في علاقة غرامية بها، فأنت مخطئ |
| O gece orada olduğunu dört kişi biliyordu. | Open Subtitles | أربعة أشخاص يعلمون أنه كان في غرفتها تلك الليلة |
| Bazıları Bud'ın öldürüldüğü soyguna onun da katıldığını söylüyor. | Open Subtitles | البعض يقول أنه كان في عملية السطو التي قُتِل فيها بَد |
| Eğer oksijen yetersizliğinden böyle olmasaydı, onun böyle poz verdiğini söylerdim. | Open Subtitles | لولا زرقة الجلد سأقول أنه أنه كان في جلسة تصوير لمجلة عالم الرجال |