ويكيبيديا

    "أنه ليست" - ترجمة من عربي إلى تركي

    • olmadığını
        
    • değil
        
    Ama her acı yiyeceğin aynı oranda acı olmadığını fark etmiş olabilirsiniz. TED ولكنك قد تكون لاحظت أنه ليست كل الأطعمة الحارة حارة بنفس الطريقة.
    Daha önce gördüğümüz birşey olmadığını biliyoruz; Sanki kendi genetik bilgimizin içinde daha haritalanmamış bir kıta gibi. TED ونحن نعلم أنه ليست مثل أي شيء قد رأيناه سابقا؛ هي نوعا ما مكافئة لقارة مجهولة تماما داخل معلوماتنا الوراثية الشخصية.
    Sık sık duvara tosladığımı biliyorum ki bu duygunun tarifi mümkün değil, ama babam çıkmaz yol diye bir şeyin olmadığını iddia eder. TED أعلم أنني أصطدم بجدران يصعب تسلقها تماما، لكن أبي أصر أنه ليست هناك طريق مسدودة.
    Demek Tanith'in kaçabileceği bir yer olmadığını anlamışsındır. Open Subtitles إذا أنت تفهم أنه ليست هناك مكان يهرب الية تانيث
    İki bin yıldan çok daha önce Stoacılar, hayatımızın deneyimlerden değil bizim onlarla yaptıklarımızdan oluştuğunu bize hatırlatıyordu. TED منذ 2000 سنة ذكرنا الرواقيون أنه ليست التجربة هي من تصنع حياتنا، بل ما نفعله بها.
    Sihirli güçlerim olmadığını biliyorsun. Open Subtitles أنت تعلم أنه ليست لدي قوى سحرية أؤمن بذلك
    Zayıf noktasını bulabilmek için zaman kazanmaya çalıyordum, ama hiç olmadığını düşünmeye başlıyorum. Open Subtitles إعتقدت بأني يمكن أن أكسب بعض الوقت لإيجاد نقطة ضعفه لكن بدأت أعتقد أنه ليست لديه نقطة ضعف
    Tamam mı! Peki. Umarım çekimini Vencouver'da yapmandan bir çıkarım olmadığını biliyorsundur. Open Subtitles وتخبرني بأن الأسود أبيض ؟ اعلمي أنه ليست لدي مكاسب شخصية
    Ve bunu durdurmaya niyetimiz olmadığını fark etmek hepsinden daha da çok acıtır canımızı. Open Subtitles .. ومن المؤلم أكثر أن ندرك أنه ليست لدينا أيّة نيّة للتوقف 637 00: 42:
    Derek'le konuşabilirim. Belki o olmadığını kanıtlamamız için bize bir şans verir. Open Subtitles يمكني الحديث مع "ديريك" أقنعه أن يعطينا الفرصة لإثبات أنه ليست هى
    Başka bir yerde kolonileri veya kraliçeleri olmadığını nereden biliyorsun? - Yok! Open Subtitles آني لك أن تعلم أنه ليست هناك مستعمرة أخري لهم, أو ملكه أخري في مكان آخر
    Kim olduğundan emin değilim ama o kız olmadığını biliyorum hiç değilse tek başına değil. Open Subtitles لكن أعرف أنه ليست الفتاة على الأقل ليست وحدها
    Suçlamasına gerek olmadığını söyledim ama beni dinlemedi. Open Subtitles قلت له أنه ليست هناك حاجة، لكنه لن يكون ذلك.
    Artık ona ihtiyaç olmadığını anlamadan önce ona vereceğim son bir oyuncak. Open Subtitles شيء من أجله ليلعب بها قبل أن يدرك في النهاية أنه ليست هناك حاجة بعد الآن
    Hayatım, bana içinde hiç şüphe olmadığını söyleyemezsin. Open Subtitles عزيزي، لايمكن أن تقول لي أنه ليست هناك ذرة من شك
    Ama bir nörolog o kadar kolay olmadığını söylüyor. Open Subtitles ولكن احد ما في علم الأعصاب يقول أنه ليست بهذه السهولة.
    İlk başlarda, galiba benim de içinde olduğum birkaç videom vardı ama sonra doğru yolun bu olmadığını fark ettim. TED في وقت مبكر، أعتقد أنه كان لي اثنان من أشرطة الفيديو التي يمكنك رؤيتي فيها، ولكنني أدركت أنه ليست الوسيلة لمواصلة الدرب.
    1970'li yıllarda beynin sadece belli bölümlerinin değil aynı zamanda belli hücreleri de bununla ilgili olduğu bulundu. TED و قرابة 1970 وجد أنه ليست فقط أجزاء من المخ هي المعنية، و لكن أيضاً خلايا محددة.
    Çünkü biz onun biyolojide değil, kültürde yattığına inanıyoruz. TED لأننا نؤمن أنه ليست البيولوجيا ما يجعلنا مختلفين، ولكن الثقافة.

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد