- Korkarım bunu yapacak, personel ve işlemimiz yok, Doktor. | Open Subtitles | أخشى أنه ليس لدينا الأشخاص القادرين على تنفيذ عملية كهذه |
Elbette bu aralıktaki her şey yok, çünkü bazı verileri elde etmek çok zor. | TED | صحيح أنه ليس لدينا كل شيء بينهما، لأنه من الصعب الحصول على بعض البيانات. |
Yani neden böyle bir enerjiyi işin içine kattığımızın açıklaması yok. | TED | إذ أنه ليس لدينا تفسير مقنع لوضعها هناك. |
çünkü bunun olmasının sebebi başka planımızın olmaması. | TED | فهو الشيء الذي يحدث نتيجة أنه ليس لدينا أي خطة أخرى. |
Aramızda kötü geçmiş olabilen şeylerin çoğunluğu çocuğumuz olmaması ve bir kadın olarak, ...benim bir çocuk sahibi olmamamdan kaynaklanıyor. | Open Subtitles | الكثير من الخلافات والمشاكل التي تحدث بيننا سببها أنه ليس لدينا أطفال، انني كإمرأة، ليس لدي طفل. |
Ki hayatlarımız üzerinde kontrolümüz olmadığı fikrine kapılıyoruz? | Open Subtitles | تقبلنا فكرة أنه ليس لدينا تحكم على الإطلاق ؟ |
Tabi LP yapmak için iğnemizin olmadığı kısmı hariç. | Open Subtitles | باستثناء أنه ليس لدينا إبرة لإجرائه |
Eğer şimdi hisseder ve üzerinde düşünürsek, korkunun kendisinden başka korkacak birşey olmadığını farkedeceğiz. | TED | نشعر بذلك الآن ونتمعن فيه، سنتيقن أنه ليس لدينا ما نخافه سوى الخوف نفسه. |
Karanlık madde için, hatırlarsanız karanlık enerji için ikna edici bir görüş olmadığını söylemiştim. | TED | وبالمقارنة مع المادة المظلمة ، قلت لكم أنه ليس لدينا ، كما تعرفون ، أي فرضية مقنعة بالنسبة للطاقة المظلمة. |
Düşünüyorum da, hızlanacak kadar yer yok. | Open Subtitles | أعتقد أنه ليس لدينا مساحة كافية لزيادة السرعة |
Şansımız yok demiyorum, ama kolay olmayacak. | Open Subtitles | أنا لم أقل أنه ليس لدينا فرصة ولكن الأمر لن يكون سهلاً |
ah, evet. bir çok balık bizim sadece oltaya koyacak bir yemimiz yok | Open Subtitles | بلى، سمك كثير، غير أنه ليس لدينا أي طُعم |
Kasabamızda iyi bir okul yok. Bu nedenle biz de seni yatılı okula gönderdik. | Open Subtitles | تعرف أنه ليس لدينا مدرسة جيدة في القرية. |
Kahretsin, Bob. Sen de biliyorsun ki bu çöplükte fazladan yer yok! | Open Subtitles | تعلم أنه ليس لدينا سرير إضافي في هذه المزبلة |
Demek istediğiniz, kendi fikrimizin olmaması gerektiği midir? | Open Subtitles | تعني أنك تريدنا أن نتظاهر أنه ليس لدينا رأي |
Kredi kartımızın olmaması ne kötü. | Open Subtitles | من سوء الحظ أنه ليس . لدينا بطاقة إئتمان |
Bu hiç ipucumuzun olmadığı anlamına gelmez. | Open Subtitles | حسناً، لا يعني أنه ليس لدينا أدلة |
Seyahat edecek paramız olmadığı için çok şanslıydık. | Open Subtitles | محظوظين لدرجة أنه ليس لدينا مال للسفر |
Şimdi siz bizden onurumuzun olmadığını söyleyen kağıdı imzalamamızı istiyorsunuz. | Open Subtitles | و الآن تريدنا أن نوقع على ورقة نقول بها أنه ليس لدينا شرف |
Haydi, Jack, kendi adamlarımızdan birini ajan yapabilecek zamanımızın olmadığını biliyorsun. | Open Subtitles | تعرف أنه ليس لدينا الوقت لوضع أحد رجالنا متخفياً |