ويكيبيديا

    "أنه ليس هناك" - ترجمة من عربي إلى تركي

    • olmaması
        
    • olmadığını
        
    • olmadığı
        
    • olmadığına
        
    • olmamasıdır
        
    Gerçek yok derken, gerçeğin olmaması bir gerçektir diyorsun. Bu mantıklı bir çelişki. Open Subtitles إذا قلت أنه ليس هناك حقيقة أنت تدعين بجد أنه ليس هناك حقيقة
    Sorun, onunla kafiye yapacak kelime olmaması. Open Subtitles المشكلة أنه ليس هناك شيء يصنع قافية‏ معها
    - CIA doktoru hiçbir şeyin olmadığını söylemiş ya. - Evet. Open Subtitles حسناً، الوكالة قالت أنه ليس هناك ما يدعو للقلق ، أتذكر؟
    İkinizin, yerleşimcilere arazinin etrafından dolaşmamızın imkânı olmadığını söylemenizi istiyorum. Open Subtitles وتخبرونهم أنه ليس هناك طريق حول أرضهم هذا قرار الاستملاك
    Bu yüzeye doğru bir akım olmadığı anlamına geliyor Ve esasında yiyecek de olmadığı anlamına geliyor TED فإن ذلك يعني أنه ليس هناك مياه ستصعد من قاع البحر إلى سطحه و لن يكون هناك بالأساس أية مواد غذائية
    Hey. Burada sabahın üçü olması diğer gezegenlerde gündüz olmadığı anlamına gelmez. Open Subtitles ليس لأنها الـ3 فجراً هنا , يعني أنه ليس هناك نهار مشرق في كوكب آخر
    Peki kim beni bunun bir tuzak olmadığına ikna edebilir? Open Subtitles لكن من يستطيع أن يظمن لي أنه ليس هناك فخ ؟
    Biliyorsunuz, bu işteki tek plan hiç bir planın olmamasıdır. Open Subtitles في عملنا، الخطة الوحيدة هي أنه ليس هناك خطة
    İyi haber; beyin sarsıntısından eser olmaması. Open Subtitles حسنا، الأخبار الجيدةهي أنه ليس هناك ما يشير إلي أي إرتجاج
    Müttefiklerin arasında sır olmaması gerektiğine inanıyoruz. Open Subtitles نحن نؤمن أنه ليس هناك أسرار بين الحلفاء.
    Babamın bir telefon şebekesi olmaması çok kötü. Open Subtitles كن ممتنا أنه ليس هناك شركة للاتصالات الاسلكية فى مجموعة شركاتنا
    Tek sorun, işin arkasına olduğunu sandığımız adamla ilgisinin olmaması. Open Subtitles المشكلة الوحيدة هي، أنه ليس هناك صلة بمن نظن أنه وراء هذا
    İnsanlık için Orta Doğu'daki barıştan daha önemli bir şey olmadığını da biliyorum. Open Subtitles أعلم أيضاً أنه ليس هناك شيء أهم للبشرية من السلام في الشرق الأوسط
    Sigorta şirketi de soruşturma yapmış ve ortada cinayet ya da Anuk ve eşinin öldüğüne dair kanıt olmadığını söylemişti. Open Subtitles شركة التأمين أجرت تحقيقا وخلصت الى أنه ليس هناك دليل على كون الحادث مدبرا أو أن أونك و زوجته متوفين
    Sınırlar olmadığını gördüm, benim çalışmalarımın evrimine bakınca anlamlı bağlantılar görüyorum. TED تعلمت أنه ليس هناك حدود. وعندما أنظر إلى مراحل تطور عملي أستطيع أن أرى مواضيع و علاقات منطقية.
    Ama araştırmalar ayrıca sizi yüzde 100 koruyacak hiçbir şeyin olmadığını gösteriyor. TED لكن الأبحاث تظهر كذلك أنه ليس هناك أي شيء سيحميك بنسبة 100 في المئة.
    Elbette. Sizce bu filmde yeterli seks sahnesi olmadığı izlenimini mi alıyorum? Open Subtitles نعم، أشعر أنه ليس هناك جنس بالقدر الكافي بالفيلم؟
    Fazla hata payı olmadığı bir gerçek, ...ama işe yarayabileceğini düşünüyorum. Open Subtitles إنه حقيقى أنه ليس هناك أى هوامش للأخطاء ولكن أعتقد أنها سوف تنجح
    Görünüşe göre öyle. Aklında bir şey olmadığına emin misin? Open Subtitles ذلك واضح هل أنت متأكد أنه ليس هناك شئ يشغلك ؟
    Bu işteki tek plan, plan olmamasıdır. Bu ne demek şimdi? Open Subtitles الخطة الوحيدة في هذا العمل هي أنه ليس هناك خطة..

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد