Sen ona söyleyene kadar sahte olduğunu bilmiyordu. | Open Subtitles | رائع. لم يكن سيعرف أنه مزيف حتى أخبرته أنت يا عبقري. |
Eğer herhangi bir zaman, sahte olduğunu anlarsam, beni herhangi bir şekilde kazıklamaya çalıştığına kanaat getirirsem, ya da kopyalarını yaptığını veya bir başkasında kopyaları olduğunu duyarsam, geri gelip senin canını acıtmak zorunda kalırım. | Open Subtitles | ولكن أن أكتشفت أنه مزيف أى إنك حاولت خداعى بأى طريقة أو سمعت إنك قمت بعمل نسخ وشخص آخر حصل عليها |
Yapamam. Kuruması gerek. Üstüme bulaştırırsam, insanlar sahte olduğunu anlar. | Open Subtitles | لا أستطيع ، يجب أن أجف إذا ذهب هكذا سيعرف الناس أنه مزيف |
Tabii ki sahte bir adres çıktı ama aynı adres tekrar kullanılırsa sistem bana haber verecekti. | Open Subtitles | لقد تعقبتها لعنوان من الواضح أنه مزيف لكنني وضعت نظام مراقبة اذا ما استعمله مرة أخرى |
Sahte olduğu ortaya çıksa bile bunu halka açıklayabilirsin ailenle beraber televizyona çıkabilirsin. | Open Subtitles | حتى لو إتضح أنه مزيف يمكنكم أن تظهروه للعلن وتظهروا على التلفاز وتحصلون على برنامجكم الواقعي الخاص -هلا توقفت؟ |
O zaman sanırım sahte olduğunu öğrendiklerinde sana çok kızacaklar. | Open Subtitles | أعتقد أنهم سيجنون بشدة عندما يكتشفوا أنه مزيف |
Nasılsa anlamayacağın için sana söyleyebilirim: sahte olduğunu biliyorum. | Open Subtitles | : سأخبرك بما أنك لا تدرى أعرف أنه مزيف |
Eğer gözden kaçırdığı detayları bulursak onun sahte olduğunu kanıtlarız. | Open Subtitles | إن وجدنا أي شيء فاته، سنثبت أنه مزيف |
Kullanmaya kalkışana dek sahte olduğunu bilemez. | Open Subtitles | لن يعرف أنه مزيف حتى يحاول استخدامه |
çocuklar göçmen bürosundan bir memur Fezi ve Laurieyle evliliğini kontrol etmek için geliyor ve sahte olduğunu anlarsa Fezi sınır dışı edecek | Open Subtitles | يـا رفـاق (عميل مـن مصلحة الهجرة قـادم لتفقد زواج (فاز و (لوري) و إن عرف أنه مزيف يمكن أن يُرحل فاز |
- O kaltağa sahte olduğunu söyledim. | Open Subtitles | -تعين عليّ إخبار تلك العاهرة أنه مزيف |
Stack onun sahte olduğunu bilmiyor. | Open Subtitles | "ستاك" لا يعلم أنه مزيف. |
Ama Diane sahte olduğunu bilmiyordu. | Open Subtitles | ولكن (دايان) لم تكن تعلم أنه مزيف |
Belli ki sahte. | Open Subtitles | مِن الواضح أنه مزيف. |
Sahte olduğu çok açık. | Open Subtitles | من الواضح أنه مزيف |