Bir insanın huzur içinde ölebileceği bir yer burası derdi. | Open Subtitles | لقد قال أنه مكان يستطيع أن يموت فيه الواحد بسلام. |
Tabi ki çok kuru bir yer, yoksa kumullar oluşmazdı. | TED | و من الواضح أنه مكان شديد الجفاف و إلا لم نكن لنجد كثبانأ. |
Orası Ruth Williams'ın siyahi aktörleri eğittiği bir yer. | TED | كما أنه مكان علّمت فيه روث ويليامز العديد من الممثلين السود. |
Bahreyn Çölü kalabalık bir deniz kuşu sürüsünü görmek için sıradışı bir yere benziyor. | Open Subtitles | صحراء البحرين يَبْدو أنه مكان لايحتمل لتكاثر مستعمر نشطَ تسمى طيور البحر |
Oranın, çocuklar için popüler bir yer olduğunu öğrendim. | Open Subtitles | إنها محقة, لقد عرفت أنه مكان شعبي يذهب الأطفال إليه |
Bir şato gibi olmasa da, evim diyebileceğiniz harika bir yerdir. | Open Subtitles | لعلها ليست قصر فرنسي، ولكن مؤكد أنه مكان طيب لتدعينه بالديار. |
Ailelerin yaşaması için iyi bir yerdi. | Open Subtitles | أنه مكان مثالى للمعيشة العائلية |
Harika bir lokasyon. | Open Subtitles | أنه مكان عظيم |
En azından bazen, ziyaret etmek için güzel bir yer bulabiliriz. | TED | ولكن قد نجد، ذات مرة، أنه مكان جميل ويستحق الزيارة. |
Güzel bir yer olmalı. Oraya hiç gitmedim. | Open Subtitles | يبدو أنه مكان لطيف . لم أتواجد هناك أبداً |
Yani sıcak ve heyecanlı bir yer. | Open Subtitles | أنه مكان مليئ بالدفء.. والتوهج ليذهب إليه المرء |
Gizli bir yer. Valstoria'nın adamları özel düşmanlarını orada tutar. | Open Subtitles | أنه مكان سرى حيث يعتقل فيه فيستوريا أعداءه المهمين0 |
- Ama, bizim için mükemmel bir yer. - Washington'ın kaç adamı var? | Open Subtitles | أنه مكان مثالى لنا كم أصبح عدد جنود واشنطون؟ |
Herkesin sıfırdan başlayabileceği bir yer. | Open Subtitles | أنه مكان حيث يستطيع كل فرد البداية من جديد |
Romantik bir yer demiştin. Hemen sade bir nikâh yaparız. | Open Subtitles | قلت أنه مكان رومانسي سنقوم بزواج سريع في البلدية |
Burası bir süre kalmak için uygun bir yere benziyor. | Open Subtitles | أنه مكان جيد ، يممكن المكوث هنا لفتره |
Yarının liderlerini yetiştirecek bir yere geldiğimi sanıyordum, eşlerini değil. | Open Subtitles | ،لقد أعتقدت أنه مكان لأجيال الغد ليس لزوجاتهم ! ـ اهدئي، رجاءً ـ لا، لن اهدأ |
- Girilmesi zor bir yere benziyor. | Open Subtitles | لا يبدوا أنه مكان يسهل الدخول إليه |
Ben de bir aile yetiştirmek için ne kadar iyi bir yer olduğunu söylüyordum. | Open Subtitles | كنت أقول أنه مكان جيد لتبني أسره و هكذا. |
Gerçe tüm reklamları arkadaşların topluca oturup eğlenebileceği bir yer olduğunu ima etse de. | Open Subtitles | على الرغم من أن الإعلانات, تقول أنه مكان لمجموعات الأصدقاء, لقضاء وقت طيب. |
Doğru insanlarla gidersen eğlenceli yerdir ama iyi değildim. | Open Subtitles | أنه مكان مسلي إذا كنت مع الرفقة الصحيحة لكني لم أكن |
Berber dükkânı eskiden barış içinde bir yerdi. | Open Subtitles | صالون الحلاقة يفترض أنه مكان آمن |
Mükemmel bir lokasyon. | Open Subtitles | أنه مكان ممتاز |
Elimde bir mekân var, görünen o ki soyulması gerekecek. | Open Subtitles | لدي مكان، تبيّن أنه مكان يحتاج إلى عملية سرقة |