Eğer onu dün görmemiş olsaydım günlerce Burada olduğunu söylerdim. | Open Subtitles | لو لم أره منذ الأمس، سأقول أنه هنا منذ أيام |
Kimse Burada olduğunu bilmemeli. Babana söyleme. | Open Subtitles | يجب ألا يعرف أحد أنه هنا لا تخبري أباكي. |
Burada olduğunu, silahlı ve tehlikeli olduğunu biliyorlardı,.. | Open Subtitles | ،هو يعلمون أنه هنا ويعملون أنه مسلح وخطير |
Şimdi O burada olduğu hâlde bana zaten bildiğim şeyleri söylüyor. | Open Subtitles | قصصا عن أخي و بما أنه هنا فعلا يقوم بإخباري عن أشياء أعرفها مسبقا |
Buralarda bir yerde olduğunu biliyorum. Bana tam yerini göster. | Open Subtitles | أنا أعلم أنه هنا لكن حدد البقعة التي سقط فيها |
Mister için çok endişelendiyseniz, hatta onun Burada olduğuna inandıysanız neden bizimle temasa geçmediniz? | Open Subtitles | لو كنت مهتمة بأمر ميستر حتى لو أنك تعلمين أنه هنا كان يمكنك أن تأتي لتطمئني عليه |
Kimse onun Burada olduğunu bilmiyor ve kimseye söyleme, tamam mı? | Open Subtitles | لا أحد يعرف أنه هنا و لا أحد سيخبرهم بذلك صحيح ؟ |
Sunuculardan birine müdahale etmesi için Burada olduğunu söylediler. | Open Subtitles | لقد قالوا لي أنه هنا ليضع جهاز تصنت بأحد السيرفرات |
Diğer iki şubeyi de kontrol ettim sonunda bana Burada olduğunu söylediler. | Open Subtitles | لكنه فُقد و تم اعادة ارساله لقد تفقدت فرعان آخران، أخيراً قالوا لى أنه هنا |
Eğer hükümet onun Burada olduğunu öğrenirse onu parçalara ayırırlar. | Open Subtitles | لا، إذا علمت الحكومة أنه هنا سيقومون بتشريحه |
Eski eşini ve çocuklarını aradım, Burada olduğunu söyledim. | Open Subtitles | اتصلت بزوجته السابقة وأطفاله وأخبرتهم أنه هنا |
Bombacımız Burada olduğunu söyledi. | Open Subtitles | حسناً,مفجرنا يقول أنه هنا في هذا الاتجاه |
Onun Burada olduğunu ve annemin olmadığını onun annemin hayatını çaldığını bile bile nasıl onunla yan yana yaşarım? | Open Subtitles | كيف يمكنني أن أعيش بجانبه, و أنا أعرف أنه هنا و أمي ليست كذلك, و أنا أعرف أنه هو من سلب حياتها؟ |
Burada olduğunu biliyoruz, onu bulacağım. | Open Subtitles | ولكن لا تقلقي , نحن نعلم أنه هنا , لذا سأقوم بإيجاده |
Onun güvende olduğunu sanıyordum. Sanıyordum ki ... Onun Burada olduğunu düşünmüştüm. | Open Subtitles | اعتقدت أنه بمأمن، اعتقدت أنه، اعتقدت أنه هنا |
Tesisin dışına çıktığımızda bütün sorularınız yanıtlanacak. O burada. | Open Subtitles | اي سؤال لديكِ سيتم الإجابة عنه بمجرد مغادرتنا الموقع أنه هنا |
- O burada olsaydı ben Kiev'de eşimin yanında olurdum. | Open Subtitles | لو أنه هنا لكنت الآن في "كييف" مع زوجتي إهدأ. |
O burada, Şef. Yukarı geliyor. | Open Subtitles | أنه هنا , أيها المدير أنه قادم |
Telefonum Buralarda bir yerde olmalı. | Open Subtitles | إن هاتفى الجوال لابد أنه هنا فى مكان ما. |
- Burada olduğuna emin misin? | Open Subtitles | هل أنت واثق أنه هنا ؟ لا أعلم أين سيكون غير ذلك |
Ağzından bir çorba kaşığı kan Geldi. Bir şeyler olmalı. | Open Subtitles | كانت هناك دماء كثيرة بفمها فلا بد أنه هنا |
Bu gece, Burada olduğundan nasıl emin olabiliyorsun? | Open Subtitles | ما الذي يجعلك متاكداً أنه هنا, أنه الليلة؟ |
Winkler, personel veya hastalar dışında herhangi biri onun burada kaldığını biliyor muydu? | Open Subtitles | هل من شخص غيره , أو الطاقم أو المرضى يعلمون أنه هنا ؟ |
Buralarda olmalı. Bak, işte burada. | Open Subtitles | أعتقد أنه هنا فى مكان ما انظرى .. |