Bunun önemli olabileceğini düşünüyorum, ve senin de bilmeni istedim. | Open Subtitles | أعتقدت أنه يمكن أن يكون مهما وأردت أن تعلم ذلك |
Benim ne kurduğumu biliyorum ve yine aynı şekilde olabileceğini de biliyorum. | Open Subtitles | أنا أعرف ما قررت فعله،وأعرف أنه يمكن أن يعود هكذا مرةً أخري |
Ve ona bunun onun da bebeği olabileceğini söylemeye çalıştım ama ama beni anlamadı ve bana çok sinirlendi. | Open Subtitles | و.. وأوضحتُ لها أنه يمكن أن يكون طفلها أيضا. لكنها لم تتقبَّل ذلك, وغضبتْ عليَّ |
Sadece zehirden başka şeylerin de olabileceğini göstermek istiyorum. | Open Subtitles | أريد أن تكون لدي القدرة على إثبات أنه يمكن أن يكون شئ آخر غير السم |
Cinayetin daha farklı bir nedeni olabileceğini düşünüyorlar. | Open Subtitles | يعتقدون أنه يمكن أن يكون هناك دافع مختلف تمامًا للقتل |
Telsizle yakaladığımız bir mesajla... ilgisinin olabileceğini düşündüm. | Open Subtitles | ظننت أنه يمكن أن يكون له علاقة.. بإرسال التقطناه على جهاز استقبال، |
Santi tavan arasında bir ses duydu. Biz de bir fare olabileceğini düşündük. | Open Subtitles | سانتي سمع أصواتاً في العليه وظننا أنه يمكن أن يكون فأراً |
Kendi bağırsakların seninle konuşurken strese bağlı mide asidinin artışı olabileceğini düşünür müsün? | Open Subtitles | عندما تعتمد على حدسك، هل تعتقد أنه يمكن أن يكون هناك زيادة في حموضة المعدة بسبب القلق؟ |
Önce tutuklamamızı istiyorsun şimdi de orada olduğunu duyduğun belgelerin içinde belki bir kanıt olabileceğini mi söylüyorsun? | Open Subtitles | تريد منا أن نقوم بالإعتقال أولاً، و بعد ذلك نبحث عن دليل مُفترض أنك قد سَمِعتَ أنه يمكن أن يكون هناك |
Daha seksi olabileceğini düşünmüyordum, ama bu kesinlikle daha seksi. | Open Subtitles | لم أعتقد أنه يمكن أن تصبح أكثر إثارة ولكن هذا بكل تاكيد أكثر إثارة |
Diğer odada adının Tuff kreması olabileceğini söylemiştin. | Open Subtitles | قلت أنه يمكن أن يكون تاف كريم الآن, لم أسيء الفهم |
Ama bu kadar çabuk olabileceğini bilmiyorduk. | Open Subtitles | نحن فقط لا نعرف أنه يمكن أن يحدث ذلك قريبا. |
Yorgun olabileceğini biliyorum ama bu onu daha az etkileyici yapmaz. | Open Subtitles | كنت أعرف أنه يمكن أن يجدث ولكن هذا لا يجعله أقل إثارة للإعجاب |
Bunun başka bir şey olabileceğini mi düşünüyorsun? | Open Subtitles | وأنت لا تعتقد أنه يمكن أن يكون شيئا آخر؟ |
Hiç beraber zaman geçirmedik biliyorum ama hep aramızda bir şey olabileceğini düşündüm eğer bana bir şans verirsen, sana bunu kanıtlayacağım. | Open Subtitles | وأنا أعلم أننا لم تنفق الكثير من الوقت معا، ولكني اعتقدت دائما أنه يمكن أن يكون هناك شيء بيننا. وإذا كنت تعطيني الفرصة، |
demektir mesele. Ben kendi depresyonumda öğrendim bir duygunun ne kadar büyük olabileceğini, gerçeklerden daha sahici olabileceğini, ve bu deneyimimin olumlu duyguları çok daha odaklı ve yoğun bir şekilde yaşayabilmeme imkan verdiğini buldum. | TED | لقد تعلمت من اكتئابي مدى قوة الشعور، كيف أنه يمكن أن يكون أكثر واقعية من الحقائق، و قد وجدت أن هذه التجربة قد ساعدتني على اختبار مشاعر إيجابية بطريقة مكثفة و مركزة بشكل أكبر. |
Yardımcı olabileceğini düşünüyor. Biliyor musun, bazen düşünüyorum da... aklıma onun beni aldatıyor olabileceği geliyor. | Open Subtitles | إنها تعتقد أنه يمكن أن يفيدنا هل تعلمون... |
Ve biranda Miranda da iyi bir anne olabileceğini fark etti. | Open Subtitles | (و هكذا أدركت (ميراندا أنه يمكن أن تكون أماً صالحة أيضاً |
Bir çocuğun safra taşı olabileceğini bilmiyordum. | Open Subtitles | لم أعرف أنه يمكن أن يصاب بها الأطفال |
Bir çocuğun safra taşı olabileceğini bilmiyordum. | Open Subtitles | لم أعرف أنه يمكن أن يصاب بها الأطفال |