Sana bunları anlatıyorum çünkü ona borçlu olduğumu anlamanı istiyorum. | Open Subtitles | وأنا أخبرك بهذا لأني أريدك أن تفهم أني مدين لها |
Dinle, biliyorum beni gerçekten tanımıyorsun, ama başkası gibi davrandığım için sana bir özür borçlu olduğumu hissediyorum. | Open Subtitles | وأصغِ ، اعرف أنكِ لاتعرفيني على الإطلاق ولكني أشعر أني مدين لكِ باعتذار على تقمص شخصية أخرى |
Ailene en azından o kadarını borçlu olduğumu düşündüm. | Open Subtitles | لم أكن اريدك أن تكون تحت وصاية الدولة أعتقدت أني مدين لوالديك على الاقل |
Sağlık sigortası hepsini karşılayacağını söylüyor ama her nedense elimdeki fatura 348 dolar borcum olduğunu söylüyor. | Open Subtitles | المركز الطبي يقول أنني سأدفع ثمن كل هذا لكن لسبب ما تصلني الفاتورة تقول أني مدين 348 دولار |
Galiba sana bir özür borçluyum. | Open Subtitles | حسنا، أعتقد أني مدين لك باعتذار |
Patronuna bir iyilik borçlu olduğumu söyle. | Open Subtitles | إسمح لرئيسك بأن يعلم أني مدين له بخدمة |
Sana özür borçlu olduğumu mu düşünüyorsun? | Open Subtitles | تظن أني مدين لك بالاعتذار؟ |
Sana birinci elden bir özür borçlu olduğumu hissettim. | Open Subtitles | شعرت أني مدين لك باعتذار شخصي |
Bak, sana borçlu olduğumu biliyorum Hasty. | Open Subtitles | أعلم أني مدين لك يا هاستي. |
Sana borçlu olduğumu düşündüm. | Open Subtitles | حسبت أني مدين لك |
Sana bir açıklama borçlu olduğumu düşündüm. | Open Subtitles | أعتقد أني مدين لك بـ تفسير |
Ben de ona ve Miranda'ya borçlu olduğumu hissettim ve kabul ettim. | Open Subtitles | وأشعر أني مدين له ولـ(ميراندا) للقبول |
Ona borcum olduğunu ikimiz de biliyoruz, değil mi? | Open Subtitles | كلانا يعرف أني مدين له، أليس كذلك؟ |
Yani size bir özür borçluyum sanırım. | Open Subtitles | لذا أعتقد أني مدين لك باعتذار |