Bu birinin çıkıp Dünya'yı eğik eksenli, kendi etrafında ve Güneş etrafında dönen bir gezegen olarak hayal etmesinden çok önceydi. | Open Subtitles | كان هذا قبل وقتٍ طويل من تخيُّل أي شخصٍ أنَّ الأرض كوكب يلفُّ حول نفسه بمحور مائل في مدارٍ حول الشمس |
Belki de şu anda bunu izleyen birisi Dünya'da yaşamın nasıl başladığının sırrını çözen kişi olacak. | Open Subtitles | رُبما أنَّ أحداً ممن يشاهدون هذا سيكون أول من يحل لغز كيف بدأت الحياة على الأرض. |
Noel tüm Dünyada iptal. Ve yakında tüm Dünya iptal olacak çünkü Noel Baba kayboldu. Beni takip edin. | Open Subtitles | لا، أعني أنَّ عيد الميلاد قد أُلغيَ على العالم أجمَع وقَريباً بعدها سيُلغى العالم أجمَع لأن "بابا نويل" اختَفى. |
O, evrenimizin bir programla oluşturulabileceğine inanıyor... ve bu kodun nasıl yazılacağını bildiğini düşünüyor. | Open Subtitles | و هو يعتقد أنَّ كوننا يُمكن أن يُوُّلَد حاسوبياً بشكلٍ جيد .و يعتقد أنَّه يعلم طريقة كتابة شفرته |
Ama bugün, milyarlarca insan bu gücün sadece Dünya'daki yaşamı sürdürmekten daha fazlasını yapabileceğine inanıyor; | Open Subtitles | امتلك الأموات قوة العودة و مؤازرة الأحياء لكن اليوم يؤمن مليارات البشر أنَّ هذه القوة يُمكنها عمل ماهو أكثر من مؤازرتنا في هذا العالم |
İsa'nın burada çarmağa gerildiğine ve gömüldüğüne inanıyor. | Open Subtitles | يؤمنُ الكثير من المسيحيين أنَّ هذا الموقِع الذي صُلِبَ و دُفِنَ فيه "يسوع". |
Ama Dünya üzerindeki en büyük vahşi yaşam toplamını filme almaya gittiklerinde böyle bir sorun olmayacaktı. | Open Subtitles | لكن بالتأكيد أنَّ هذه لن تكون المُشكلة حينَ يشرعونَ بتصوير وحدٍ من أعظم تجمعات الحياة البرية على الأرض |
Principia aynı zamanda cebirin bulunuşuna ve Dünya'daki esaretimize bir son verebilecek ilk güçlü teorik prensibe yer veriyordu: | Open Subtitles | صادف كذلك أنَّ كتاب "المبادئ" ساهم في ابتكار التفاضل و التكامل و أول أساس نظري متين لإنهاء سجننا على الأرض |
Evet, bu devasa bulutlar ve içlerinden bir şeyler çıkması fikri Dünya çapında birçok mitolojik inanışta güçlü bir yere sahip. | Open Subtitles | إذاً هذه الأفكار حول السحب الضخمة و الأشياء التي تنتجُ منها في الواقع أنَّ لها حضور قوي فيكثير من الثقافات الدينية حول العالم. |
Sanki Dünya'nın yerçekimi altıda bir azalıyor. | Open Subtitles | أشعر أنَّ... الجاذبية أخف 1/6 مثلها على القمر. |
Onca yıl boyunca Halley Newton'un yanında durmasaydı Dünya onu belki sadece kendi başarı ve keşifleriyle tanıyacaktı. | Open Subtitles | (إن لم يقف (هالي) بجانب (نيوتن في كل هذه السنوات فربما أنَّ العالم كان سيتذكره لإنجازاته الشخصية و إكتشافاته |
Jim ve sayıları çoğalan bilim insanları bizim bedenlerimizin de böyle bir çökmeye hazır olduğuna inanıyor. | Open Subtitles | يعتقد (جيم) و مجموعة صاعدة من العلماء أنَّ أجسامنا تتأرجحُ أيضاً على حافة الانهيار. |
Juergen rastgele ya da kaza... sandığımız olayların sadece... görünüşte olduğuna inanıyor. | Open Subtitles | يعتقد (يورجان) أنَّ ما نراه كَأحداثٍ عشوائية أو عرضية .يملك فقط مظهر العشوائية |
Clementin teorisi ana akım fizikçilerine göre çok zor... ama o bir gün görüşünün test edileceğine inanıyor. | Open Subtitles | نظرية (كليمنت) في خلق الكون بعيدة عن الاتجاه السائد لكنه يأمل أنَّ مفهومه سيُختَبرُ .في يومٍ ما |
Lee ve pek çok arkeolog daire şeklinde dizilen taşların törenler için kullanıldığına inanıyor. | Open Subtitles | يعتقِدُ (لي) و أغلب عُلماء الآثار أنَّ هذه الدوائر الحجرية كانت تُستخدم في الطقوس |
Richard ve diğer uzmanlar taş tapınakların bu dizilimin Orion takım yıldızındaki yıldızları simgelediğine inanıyor. | Open Subtitles | يعتقِد (ريتشارد) و خبراء آخرون أنَّ ترتيب المعابد الصخرية هذه صدى مُتعمَّد لِمُثلث نجوم في كوكبة الجبار |