Hiç şüpesiz Sindirella'nın. Cole benim en sevidiğim olduğunu biliyor. | Open Subtitles | من سندريللا , لا شكّ كول يعلم أنّها من القصص المفضّلة لدي |
Deniz Kuvvetleri'nden olduğunu öğrenince de sizi aradık. | Open Subtitles | وعندما عرفنا أنّها من البحرية إتّصلنا بكم |
Başından. - Parçalardaki beyin dokusunun anlamı, alın kemiğinden olduğunu gösteriyor. | Open Subtitles | في الرأس، هناك نسيج مخ على الأجزاء مما يعني أنّها من العظمة الجبهية |
Onlar da bunun 4 yılını Kehribar'da geçirmiş birinin derisi olduğunu söyleyecek. | Open Subtitles | سيخبرونني أنّها من الرّجل الذي قضى أربع سنوات بالكهرمان |
Ara sıra ayak parmaklarını hareket ettiriyor ama doktor bunun refleks olduğunu düşünüyor. | Open Subtitles | حسنٌ، إنّها تقوم بتحريك أصابعها أحياناً ولكن الطبيب يعتقد أنّها من الممكن أن تكون لا إرادية |
Hayır, bunun aradığımız kadın olmasının imkansız olduğunu. | Open Subtitles | كلّا، نعتقد أنّها من المستحيل أن تكون المرأة التي ننشدها. |
Eskilerden biri olduğunu söylediğine de kesinlikle eminim. | Open Subtitles | ومُتأكّد من أنّها ذكرت أنّها من المعارف القدامى. |
Onun bu işin arkasında olduğunu bilmiyordum. | Open Subtitles | لم أتبيّن أنّها من تقف خلف ذلك |
Onun bu işin arkasında olduğunu bilmiyordum. | Open Subtitles | لم أتبيّن أنّها من تقف خلف ذلك |
Köpekler için olduğunu söylüyorum, ama... | Open Subtitles | أخبرهم أنّها من أجل الكلاب ولكن في الحقيقة... |
Bin yıllık olduğunu nereden biliyorsunuz? | Open Subtitles | كيفَ تعرفينَ أنّها من مواليد الألفية؟ "مواليد من عام 1980-2000" |
NSA'in işi olduğunu düşünüyoruz. | Open Subtitles | نظنُّ أنّها من وكالة الأمن الوطنيّ. |
- Ailen olduğunu düşünüyorum. | Open Subtitles | أفكّر أنّها من عائلتكِ |
Bugün Silver'ıda yemeğe getirmek istersin zannediyordum. Onun bir enginar canavarı olduğunu söylemiştin. | Open Subtitles | ظننتُ أنّك قد تدعو (سليفر) للإنظمام إلينا أولم تخبرني أنت أنّها من محبّي الخرشف؟ |
Depo için olduğunu söylemiştin. | Open Subtitles | {\pos(192,220)} لقد قُلتَ أنّها من أجل وحدة تخزين. |
- Örneğin insan ürün olduğunu biliyoruz. | Open Subtitles | -على سبيل المثال، إننا نعلم أنّها من صُنع الإنسان . |
Barbie'nin de Chester's Mill'den olduğunu kanıtlamış olacak. | Open Subtitles | وستثبت لـ(باربي) أيضاً أنّها من (تشيستر ميل) بالفعل. |
Cooper'ın dediklerine rağmen ben anlayışlı biri olduğunu düşünüyorum. | Open Subtitles | بصرف النظر عمّا قالته (كوبر)، لا أعتقد أنّها من نوع الأشخاص الذين يمانعون. |
Amsterdam'daki patlamayı hiç kimse üstlenmediği için AI Saleem'in işi olduğunu düşünüyoruz. | Open Subtitles | حيث أنّه لم يعلن أحد مسؤوليته عن التفجير... فنحن نعتقد أنّها من عمل (السليم... |
Bombalamayı kimse üstlenmediğine göre Al-Saleem'in işi olduğunu düşünüyoruz. | Open Subtitles | حيث أنّه لم يعلن أحد مسؤوليته عن التفجير... فنحن نعتقد أنّها من عمل (السليم... ). |