Geldiğinde durmadan Masum olduğunu ve temyize gitmek istediğini söylüyordu. | Open Subtitles | منذ أن وصل وهو يعيد ويكرر أنّه بريء وطالب بالإستئناف |
- Catherine. - Masum olduğunu bildiğin hâlde. | Open Subtitles | بالرغم من أنّك تعلم جيّدا أنّه بريء |
Çocuk durmadan Masum olduğunu söyleyip duruyordu. | Open Subtitles | الفتى كان يقول أنّه بريء |
Evet, masumsa, arkasında olup onu desteklemeliyiz. | Open Subtitles | أجل، فلو أنّه بريء الأديم، يحري أن نكون هناك لمساندته. |
Vay canına. Demek ki adam masummuş. | Open Subtitles | شيء سيء أعتقد أنّه بريء |
- Masum olduğunu iddia ediyor. | Open Subtitles | يدّعي أنّه بريء. |
Oliver, dinle. Gaynor beni Karaşahin'e aldı. Onun Masum olduğunu kanıtlayacağım. | Open Subtitles | (أوليفر)، أنصت، (جينور) عيّنني في (بلاكوك)، وسأثبت لكَ أنّه بريء. |
Onlara Masum olduğunu söyle. | Open Subtitles | قولي له أنّه بريء. |
- Masum olduğunu mu düşünüyorsun? | Open Subtitles | هل تعتقدين أنّه بريء ؟ كلّا |
Hayır, onun Masum olduğunu biliyorum. | Open Subtitles | -كلاّ. أعرف أنّه بريء . |
Onu bunu yaparken ben de düşünemiyorum ama eğer masumsa neden ortaya çıkmıyor? Bilmiyorum. | Open Subtitles | {\fnAdobe Arabic}،أقصد أنّي لا يسعني تخيّله يقتلها أيضًا لكن لو أنّه بريء الأديم، لمَ لا يظهر للعلن؟ |
Ama eğer masumsa, bu kanıtlaması için en iyi şansı. | Open Subtitles | {\fnAdobe Arabic}،لكن لو أنّه بريء الأديم فهذه أفضل فرصه لإثبات برائته. |
Demek ki adam masummuş. | Open Subtitles | شيء سيء أعتقد أنّه بريء |