Ekranlar mucizevi; bunu söylemiştim zaten, Doğru olduğunu biliyorum. | TED | الشاشات رائعة؛ سبق وأن قلت ذلك، وأشعر أنّه صحيح. |
Fakat kariyerimde geldiğim noktada, Doğru olduğunu sandıklarımın üzerine gitmenin sonuçlarını alıyordum. | Open Subtitles | لكنني وصلت إلى مرحلة في سيرتي المهنيّة تحصّلتُ فيها على نتائج تُخالف ما كنت اعتقد أنّه صحيح. |
Bence çocuk Doğru olduğunu düşünüyordu. | Open Subtitles | أعتقد أنّ الفتى أعتقد أنّه صحيح كفاية |
Eğer reddetseydim, Doğru olduğunu düşüneceklerdi. | Open Subtitles | لو أنكرتُ ذلك، فسيعتقدون أنّه صحيح. |
Doğru olduğunu ben biliyorum. | Open Subtitles | أعلم أنّه صحيح. |
- Doğru olduğunu biliyorsun, Betty. | Open Subtitles | (تعلمين أنّه صحيح يا (بيتي. |